Bu vesileyle pek çok işçiyle konuşma fırsatı da bulmuş olduk. Temelli bölgesinde bir döküm fabrikasında çalışan işçiler işyerlerinde mesailerden kaynaklı sıkıntılar yaşadıklarını anlattılar. Mesai ücretlerini çok geç aldıklarını ve her defasında mesai ücretlerinden kesintiler yapıldığını, maaşlarının düşük olduğunu, geçinemediklerini söylediler. Bizler de bugün hemen hemen her işyerinde aynı sorunların yaşandığını, bugün elimizde kalan en temel haklarımızdan kıdem tazminatına bile devletin ve patronların göz koyduğunu söyledik ve ekledik: Yapacağınız tek şey var, o da işyerindeki arkadaşlarınızla bir araya gelip hep birlikte bunların hesabını sormak! Bu elbette kolay olmayacak ama sorunları çözmenin de bundan başka yolu yok. Konuştuğumuz işçilere İşçi Dayanışması bültenimizi de verdik ve isterlerse bizimle iletişime geçebileceklerini söyledik.
Sincan’da genç işçi nüfusu oldukça fazla. Bunu imza standımızda bir kez daha gördük. Genç işçilerin en büyük sorunu ise sigortasız ve düşük ücretle çalıştırılmak. Genç bir işçi arkadaşımız iki sene bir işyerinde çalıştıktan sonra patronunun onu işten çıkardığını söyledi ve ekledi: “O zaman kıdem tazminatı hakkımın olduğunu bilmiyordum, benim sigortam bile yoktu. Bilseydim hakkımı mutlaka arardım.” Ne yazık ki pek çok işçi yasal haklarını bilmiyor, bu yüzden hak kaybına uğruyor ve yıllarca emek verdiği işinden elinde hiçbir şey kalmadan çıkıp gitmek zorunda kalıyor. Biz de ulaşabildiğimiz işçi dostlarımıza bu vesileyle hem kıdem tazminatının ne olduğunu, neden bu hakkımıza sahip çıkmamız gerektiğini anlatıyoruz, hem de genel olarak bir işçi olarak haklarımızı bilip bunlar için işyerlerimizde mücadele etmemiz gerektiğini dile getiriyoruz.
Sincan merkezde açtığımız imza standından sonra akşam da kapı kapı mahalleleri gezerek kampanyamız için imza topladık. Sincan bölgesinde oturanlar böylesi etkinliklere alışık olmadığı için önce garipsediler bizi. Uzun uzun kim olduğumuzu, ne yaptığımızı anlattık işçi dostlarımıza ve ailelerine. Kimi dinledi bizi kimi dinlemedi, imza atanlar oldu elbette ama büyük çoğunluk imza atmaktan kaçındı. Bizler imza atmasalar bile böylesi bir hakkımızın elimizden gitmekte olduğunu bilmelerini ve buna duyarlı olmalarını istedik.
Patronlar sınıfı ve hükümet el ele verip kıdem tazminatı hakkımızı elimizden almak, işçi sınıfına karşı ellerini daha da güçlendirmek için büyük bir saldırı adımı atıyorlar. Ancak biz örgütlü işçiler de onlara mücadelemizle karşılık veriyor ve kıdem tazminatı hakkının gaspına izin vermeyeceğimizi haykırıyoruz. Bu elbette kolay bir mücadele olmayacaktır ancak bundan başka bir çıkar yol da yok. Bugün örgütlenmek ve mücadele etmek zorunluluğuyla bir kez daha haykırıyoruz:
Kıdem Tazminatının Gaspına İzin Vermeyeceğiz!