
2011 yılı geride kaldı. Biz işçiler yine çok çalıştık ve çok yorulduk. Peki, çok çalışmak bize çok paralar mı kazandırdı? Tabii ki hayır! Peki, bizi sömüren patronlar kârına daha fazla kâr mı kattı? Tabii ki evet. İşçiler yeni bir yıldan, 2012’den ne bekliyorlar sizce? Geçenlerde televizyon izlerken ünlülere 2012’den ne beklediklerini sordular. Ünlüler ise sadece huzur istediklerini söylediler. Peki, işçilere kimse soruyor mu? Bizim halimizi kimse biliyor mu? Biz patronlara çalışırız, üretiriz, bütün gün, bütün gece, dakika dakika sömürülürüz. Üstelik onların sermayelerini büyütürken sağlımızdan oluruz, işyerlerinde ve fabrikalarda türlü türlü iş kazaları biz işçileri bekler ama duvarlardaki tabelalarda “önce iş güvenliği” yazar.
İşçiler de bütün insanlar gibi sağlık, huzur, özgürlük ve sömürüsüz bir dünya ister. İşçiler insanın insanca yaşadığı, yokluğun, açlığın ve sefaletin olmadığı bir dünya ister. Bu dünyada güzel olan ne varsa işçiler onu yaşamak ister.
Yeri geliyor hiç uyumadan işe gidiyoruz, gecemizi gündüzümüze katıp çalışıyoruz. Ay sonunu nasıl getireceğimizi düşünüyoruz çoğu zaman. Asgari ücret bu zor koşullarda hangimize yetiyor? Asgari ücrete düşük oranlarda zamlar yapılırken, ulaşım ücretlerinden tutun da yaşamaya ihtiyaç duyduğumuz her şeye tam gaz zam yapıyor. Peki, aldığımız zamlar yapılan zamların neden hep altında kalıyor? İnsanları açlığa, yoksulluğa sürükleyen, uçuruma sürükleyen bu kapitalist sistem var oldukça bizler yeni bir yılın gelmesine ne kadar sevinebiliriz ki?
Yeni yıldan tek beklentim mücadele dolu bir yıl olmasıdır. İnsanca yaşayacağımız koşulları kendimiz yaratmalıyız. Bizler üretenleriz. Dünya üzerinde ne varsa işçilerin ellerinden geçmiştir. Birleşen işçiler yenilmezler!