Sömürü düzeni işçilerin canını almaya devam ediyor. 23 Ocak sabahı Fatih’te üç katlı binada çıkan yangın kısa sürede bütün binayı sardı. Çevrede yangını fark eden devriye polisleri olay yerine itfaiye ve ambulans çağırdı. Ancak gelen itfaiye enkazın altından 5 işçinin yanmış cesedini çıkardı. Diyarbakır’ın yoksul köylerinden çıkıp, çalışmak için gelen işçiler canlarından oldular. Akraba oldukları tespit edilen işçilerin yangın çıkan eve bir gün önce taşındıkları öğrenildi. Restoranda garson ve komi olarak çalışmak için gelen işçiler, hayatlarının baharlarında sömürü düzeninin kurban listesine eklendiler.
Bu kadar bolluğun olduğu bir dünyada işçilerin bu kadar kötü şartlarda “yaşaması” tesadüf değildir. Dünyadaki tüm zenginlikleri elleri ile var eden işçiler ya kötü yaşam koşulları altında hayatta kalma mücadelesi veriyor ya da ölüme itiliyor. Yangınlara, depremlere, sellere “kader” demek gerçekleri görmezden gelmektir. Patronlara bu kader neden uğramıyor? Yangında ölen işçilerin yaşadığı binanın harabe oluşu tartışmasız bir gerçektir. Patronlar yangında, selde ölmüyorlar. Çünkü onlar işçilerin yaratmış olduğu lüks hayatın içinde yaşıyorlar. Çoğunluğun çalışıp yarattığı ama yaşayamadığı hayatı küçük bir kesimin eline bırakmamak için, örgütlenip bu sömürü düzeninden kurtulmalıyız!