Belçika’da hükümetin kemer sıkma politikalarına karşı, üç büyük işçi sendikasının çağrısıyla 30 Ocak Pazartesi günü genel grev düzenlendi. Fabrikalar çalışmadı, kamu hizmetleri durdu, ulaşım kilitlendi. Uçuşların büyük kısmı iptal edildi, havaalanları kapatıldı. Okullar açılmadı. Soğuğa rağmen, birçok işçi fabrikaların kapısında grev gözcülüğü yaptı. Sanayi merkezlerine giden yollarda nöbet bekleyen işçiler, yolları kapattılar.

Belçika’nın yeni koalisyon hükümeti, krizin faturasını işçilerin sırtına yıkmak istiyor. Avrupa çapında siyasi ve ekonomik krizin etkisiyle hız kazanan saldırılar, Belçika işçi sınıfına da dayatılıyor. İşçilerin kazanılmış hakları gasp edilmek isteniyor. Vergiler artırılıyor, emeklilik yaşı yükseltiliyor, eğitime sağlığa ayrılan bütçe azaltılıyor. İşsizlik bir çığ gibi büyüyor. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde 23 milyon işsiz bulunuyor.

Grev, aynı zamanda sözüm ona işsizliğe ve ekonomik krize karşı önlem almak için bir araya gelen Avrupa Birliği temsilcilerinin toplantısına denk geldi. Toplantının yapılacağı binanın önüne gelen işçiler, emperyalist haydutları protesto ettiler. Ancak toplantıda işçilerin belini bükecek kararların altına imza atıldı. Bu kararlar tüm Avrupa ülkelerinde uygulanacak. İğneden ipliğe kadar her şeyin fiyatı artacak, sıkı bir denetim uygulanacak. Yani devlet, işçinin cebine elini iyice sokacak.

Belçika’da geçtiğimiz ay kurulan 6 partili koalisyon hükümeti, 2012 yılı bütçe açığını AB kriterlerine uygun şekilde yüzde 3’ün altına çekebilmek için 11,3 milyar avroluk kemer sıkma önlemlerini hayata geçirme kararı almıştı. Bunun üzerine Belçika işçi sınıfı büyük bir genel grev gerçekleştirmişti. Hükümet, bu faturayı dayatmaya devam ediyor. Avrupa Birliği ülkelerinde sular iyice ısınıyor. Önümüzdeki dönem, işçiler ve patronlar arasında çetin çatışmalara gebedir. İşçiler üretimden gelen güçlerini kullandıkça kapitalistler rahat nefes alamayacaklar.