
Ocak ayında basına yansıyan iş kazaları haberlerine göre, ikisi çocuk, üçü kadın olmak üzere en az 62 işçi yaşamını yitirdi. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güveliği Meclisi, Ocak ayı raporunu açıkladı. Raporda şunlar söylendi: “Ocak ayında tespit edebildiğimiz 62 iş cinayetinde 6 ölüm İstanbul’da; 5’er ölüm Antalya, Balıkesir ve Konya’da; 4’er ölüm İzmir, Maraş ve Kırıkkale’de yaşandı. Diyarbakır’dan İstanbul’a çalışmak için gelen 5 genç işçi yanarak hayatını kaybetti. Bu durum işçilerin barınma sorununun, çalışma hayatının bir parçası olduğunu, çalışırken ölenlerin, barınırken de korunamadığını gösterdi. Diğer yandan Maraş’taki Kandil Barajı inşaatında da 3 işçi yaşamını yitirdi. Baraj işçilerinin İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisimize verdiği bilgilere göre, ölümlere yoğun ve uzun iş saatleri ile alınmayan önlemler yol açtı. İşçiler, ölümlerin artacağına dikkat çekiyorlar. İnşaat sektörü yaz-kış demiyor. Ocak ayında bina ve yol inşaatlarında çalışan 15 işçi hayatını kaybetti. Diğer yandan iş cinayetlerinin daha az görüldüğü varsayılan büro/ eğitim/ sinema işkollarında ise 9 arkadaşımız can verdi. Özellikle Balıkesir’de 4 inşaat işçisinin ve Konya’da bir eğitim kurumunda çalışan 4 aşçının servis kazaları sonucu ölümü dikkat çekti. Yine son dönemde kot kumlama işçilerinin maruz kaldığı silikozis hastalığından dolayı bir işçi daha Ocak ayında hayatını kaybetti. Böylece tespit edilebildiği kadarıyla son on yılda silikozis sonucu hayatını kaybeden kot kumlama işçilerinin sayısı 50’ye çıktı.”
İş kazalarına ve iş cinayetlerine her gün bir yenisi ekleniyor. Madenlerden, inşaatlardan, tersanelerden, her sektörden iş cinayeti haberleri geliyor, işçiler can vermeye devam ediyor. Geçen yıl 3 Şubat günü Ankara’nın orta yerinde 9 saat arayla iki patlama gerçekleşmiş, 20 işçi feci şekilde can vermişti. Birinci yılına giren OSTİM ve İVEDİK sanayi sitesinde, meydana gelen patlamaların ve iş cinayetlerinin sorumlusu olarak tek bir patron bile yargılanmadı. İşçilerin aileleri, sorumluların hesap vermesi için yürüttükleri mücadelede bir arpa boyu yol alamadıklarını açıkladılar. Patlamada yaralanan işçiler, paramparça olmuş vücutlarına rağmen iş göremezlik raporu alamadılar.
İş kazaları ve iş cinayetlerindeki artış, bu sömürü düzeninde, patronlar için işçilerin canının zerre kadar değeri olmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Alınacak gerekli tedbirlerle iş kazaları önlenebilecekken, patronlar gerekli tedbirleri almadıkları için işçiler ölmeye devam ediyorlar. İş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek için patronlara ve devlete baskı kurmak gerekiyor. Bu kapsamda, işyerlerinde işçi sağlığı ve güvenliği kurulları kurulmalı ve işçilerin denetimine verilmelidir. İşçiler örgütlenip kendi hayatları için mücadele vermedikleri müddetçe iş kazaları ve ölümler durmayacaktır.