DSC_0183.JPG [1]

CHP çıkartması
Genel kurula, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve vekillerinin, korumaları eşliğinde “teşrifinin” ardından başlanabildi. Kılıçdaroğlu’nun, “Başbakan Kemal” tezahüratlarıyla protokoldeki yerini almasının ardından ilk oturum başladı.
Açılış Grup Yorum’un marşlarıyla başladı. Ardından gösterilen DİSK tanıtım videosunun hemen her karesinde Süleyman Çelebi öne çıkarılıyordu. DİSK Genel Başkanlığı’ndan CHP milletvekilliğine “terfi eden” Çelebi’nin görüntülerinden derlenen videoda Çelebi’nin rengi “kanıtlanıyor” adeta: Kırmızı gömlekli Çelebi, kırmızı atkılı Çelebi, kırmızı kravatlı Çelebi, kırmızı kazaklı Çelebi, kırmızı fularlı Çelebi işçilerin arasında!
Saygı duruşunun ardından DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün konuştu. DİSK’in 45. Kuruluş yıldönümünün kutlandığını da belirten Görgün, DİSK’in “kazanımlarından” söz etti: “Bilinçli ve kararlı bir mücadele ile neleri kazanabileceğimizi geçmişte ortaya koyduk. Taksim 1 Mayıs Alanı’nı yeniden aldık, işçi sınıfının kürsüsünü alana kurduk. Bu başarıyı bütün emek güçleriyle birlikte ortaya koyduk ama DİSK olmasaydı bu gerçekleşemeyecekti belki de.” KCK operasyonlarını ve Kürt siyasetçilerin tutuklanmasını eleştiren Görgün, Ergenekon tutuklamaları, Balyoz davası ve Devrimci Karargâh davası için de AKP’yi eleştirdi. Görgün’ün konuşmasının ardından divan üyeleri seçildi ve konuklar takdim edildi.
Kılıçdaroğlu, konuşmak üzere kürsüye çıktığında, Maltepe Belediyesi’nde işten atılan ve direnişe geçen taşeron işçilerinin protestosu ile karşılaştı. CHP’li belediye yönetiminin işten atma saldırısına karşı “Taşeron İşçisi Köle Değildir”, “Kar Boran Fırtına Bekle Bizi Ankara”, “Köle Değil İşçiyiz Örgütlüysek Güçlüyüz!” sloganlarıyla haykıran işçilere, kurula katılan sosyalistler de destek verdi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını engelleyen işçilere güvenlik görevlileri müdahale edince arbede yaşandı. Direnişçi işçiler salondan çıkartılmak istendi ama işçiler çıkmadı. İşçiler, Türk-İş Genel Kurulu’nda Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşmada “Taşeron 21. Yüzyılın Kölelik Rejimidir, Bedel Ödemeden Hak Alınmaz, Ağlamayan Çocuğa Kimse Mama Vermez” sözlerinin yazılı olduğu pankartı açarak kurulu izlemeye devam ettiler.
Konuşması engellenen Kılıçdaroğlu bir süre ne diyeceğini şaşırdı. Kılıçdaroğlu, Maltepe Belediyesi’nde yaşananlardan habersiz olduğunu ima ederek “Bana geldiniz de ben size sahip çıkmadım mı” dedi. İşçilerin sorularını duymazdan gelen Kılıçdaroğlu, konuşmasını AKP’yi eleştirerek sürdürdü ve konuşması biter bitmez salondan ayrıldı.
DSC_0240.JPG [2]

İkinci oturum, Moğollar grubunun şarkılarıyla başladı ve konukların konuşmalarıyla devam etti.
Sendikacıların ve delegelerin konuşmaları
Genel kurulun ikinci günü sendikacıların ve delegelerin konuşmalarıyla geçti. DİSK eski Genel Başkanı ve DSP eski Milletvekili, halen Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanlığı’nı yürüten Rıdvan Budak kürsüde demokrasi ve barış nutukları atarken, bir tutuklu annesi “19 Aralık’ta neredeydiniz? İyi oldu diyordunuz, şimdi hangi barıştan söz ediyorsunuz?” diye seslendi. Divan başkanlığı tutuklu yakınını ikazlarla sustururken, Budak tutuklu yakınını duymazdan gelerek daha yüksek sesle konuşmasına devam etti. Budak’ın, yerini kendinden daha genç birine bırakacağını duyurmasının ardından “bırakma, mezara kadar otur o koltukta” sözleriyle salondan tepki geldi. Budak, 1980 darbesi öncesinde Tekstil Sendikasının başındaydı, “sultan”lığı hâlâ devam ediyor.
Genel kurulun ikinci gününde delegelerden gelen iki farklı öneri dikkat çekti. Nihayet koltuklarını terk etmek zorunda kalan sendika yöneticileri, DİSK bünyesinde bir danışma heyeti oluşturulmasını ve burada kendilerinden “danışman” olarak faydalanılmasını önerdiler. Diğer bir öneriyi özellikle Kürt illerinden gelen delegeler dillendirdi. İşçi sınıfının her tür sorununa karşı mücadele edilmesi gerektiğini savunan delegeler, Kürt sorununun çözümü ve demokratik hak ve özgürlükler için de DİSK’i mücadeleye çağırdılar. Ne yazık ki Kürt delegeler, zaman zaman onları izleyen delegelerin tepkisiyle karşılaştı.
Kürsüye çıkan DİSK eski Genel Başkanı, CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi öncelikle milletvekilliği sıfatına yönelen eleştiriler karşısında “bir tek kimliğim var, o da işçi kimliği onunla gurur duyuyorum” diyerek kendisini savundu. Çelebi, işçilerin yaşamının giderek daha da zorlaşmasında hak gasplarının yoğun biçimde devam etmesinde payı yokmuş gibi “kırıntı kalan haklarımızı elimizden alıyorlar” diyerek AKP’yi hedef gösterdi ve “burada sadece sendikalara iş düşmüyor, CHP’ye de iş düşüyor diyerek partisini sorunların çözülmesi konusunda adres gösterdi.
İkinci günün sonunda sıra yönetim adaylarının konuşmasına geldi. Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, DİSK Genel Sekreterliği’ne aday olarak kürsüye çıktı. Geçmişin mirası olan büyük mücadelelerden bahsederek övünen Serdaroğlu, onurlu, namuslu, mücadeleci sendikacıların ve mücadeleci işçilerin yarattığı değerleri, ödediği bedelleri kendi dönemine mal etmeye çalıştı.
DİSK Genel Başkan adayı Genel-İş Başkanı Erol Ekici ise, DİSK’in emeğin siyasetini yaptığını iddia etti. Ekici, DİSK’in aynı zamanda emeğin toplumsal üretim değerini kabul edip işçi sınıfının devrimci rolünü sahiplenen sol partilerle ve siyasetlerle de kardeşçe ilişkiler geliştirdiğini söyledi. Dikkat çekici olan ise, CHP çizgisinin damgasını bastığı genel kurulda konuşan Ekici’nin, DİSK’in, burjuva siyasi partilerden bağımsızlığını sağlayabildiğini iddia etmesiydi.
Seçimler
Kurula sunulan aday listesinde genel başkanlık ve genel sekreterlik için birer isim yer almıştı. Zaten kimlerin seçileceği belliydi. Buna göre, Genel Başkan Erol Ekici ve Genel Sekreter Adnan Serdaroğlu oldu. Yönetim Kurulunu oluşturacak 7 ismin 5’i de kullanılan oylar sonucu belli oldu. Buna göre, Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Lastik-İş Genel Sekreteri Alaaddin Sarı, Gıda İş Genel Başkanı Celal Ovat, Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk ve Muzaffer Subaşı yeni yönetim kurulunda yer alacak.
Sonuç
İşçi sınıfına dönük saldırılar son sürat devam ediyor. AKP hükümeti kıdem tazminatını da işçilerin elinden almaya çalışırken, çalışma saatleri uzatılıyor, işçilerin alım gücü düşüyor, çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor. Sendikalı işçi sayısı her geçen gün azalıyor, öyle ki DİSK kapanma noktasına gelmiş durumda. Ancak gerek işçi sınıfına dönük saldırıların nasıl püskürtüleceği gerekse DİSK’in içinde bulunduğu krizin nasıl aşılacağı, genel kurulda gündeme gelmedi. Mücadeleci olduğunu söyleyen DİSK yönetimi, geçmişin mirasını yemeye devam ediyor. Açıkça söylemek gerekirse DİSK genel kurulu, son derece ruhsuz ve mücadele çizgisinden uzak tamamlanmıştır.