
KESK’e bağlı Eğitim-Sen, 9 Şubat Perşembe günü, hem 4688 sayılı yasayı (yani grevsiz toplu sözleşme kandırmacasını) hem de son dönemde özellikle eğitim alanında bilimsellikten uzak uygulamaları protesto etti. Saat 15’te Kızılay YKM binası önünde bir araya gelen eğitim emekçileri, “Gerici, Irkçı Eğitime Hayır” pankartının ardında Milli Eğitim Bakanlığına kadar yürüdü. Emekçiler yol boyunca “Devlet Güdümlü Sendikaya Hayır”, “Grevsiz Toplu Sözleşme İstemiyoruz”, “AKP’ye Teslim Olmayacağız”, “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek” sloganlarını attılar.
Yoğun kar yağışının da etkisiyle katılım oldukça düşüktü. Yaklaşık elli kişinin katıldığı basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü Dengiz Sönmez okudu. Dengiz Sönmez basın açıklamasının başında AKP’nin iktidara geldiği tarihten bu yana neo-liberal ve muhafazakâr politikalar yürüttüğünü söyledi. AKP’nin sağlıkta ve eğitimde birçok piyasacı, özelleştirmeci uygulamayı devreye soktuğunu, bir yandan da baskıcı ve anti-demokratik uygulamalarla toplumu zapturapt altına aldığını belirtti.
AKP’nin sendikaların örgütlülüğünü de tehdit ettiğini belirten Sönmez şunları söyledi: “12 Eylül 2010 tarihli referandumla Anayasada değişiklik yapılmış ve kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkı verildiği söylenmişti. Ancak aradan bir buçuk yıl geçmesine rağmen toplu sözleşme hakkının yasal zeminini oluşturacak yasal düzenlemeler bugüne değin gerçekleştirilmemiştir. Ekonomik ve toplumsal alanı sermayenin ve yandaşlarının çıkarları doğrultusunda düzenlemek için bir gecede onlarca KHK çıkaran, milletvekili maaşlarını yükselten AKP, kamu emekçilerinin ve emeklilerin taleplerine ilişkin konularda umursamaz bir tutum takınıyor. Toplu sözleşme ile ilgili yasal düzenlemelerin yapılmaması sonucunda kamu emekçileri Ocak 2012’de ilk kez zamsız maaş almışlardır. Hükümet kamu emekçileriyle ilgili konuları ele almakta böylesi bir tavır içindeyken önümüzde zamsız maaş alınacak başka ayların da olduğunu kestirmek güç olmasa gerek. 4688 sayılı sendikalar yasasında yapılacak değişikliklere ilişkin tasarıda grev hakkı yer almamaktadır, daha önce bir yıl olan toplu sözleşme süresi iki yıla çıkarılmaktadır. Her hizmet kolunda ayrı ayrı toplu sözleşme yapılması değil tek tip ve yandaş konfederasyon odaklı bir toplu sözleşme tarzı benimsenmektedir. Bu şekilde işkollarındaki örgütlü sendikaların etkinliğinin zayıflatılması hedeflenmektedir.”
Yasa tasarısında daha pek çok saldırı maddesinin yer aldığı da dile getirildi. Basın açıklamasının sonunda Eğitim-Sen yöneticilerinden Betül Korkut, Erdoğan’ın “dindar bir nesil yetiştireceğiz” sözüyle hem bilimsel eğitime karşı çıktığını hem de başka kimliklere sahip olanları istemediğini itiraf ettiğini, ancak eğitim emekçilerinin buna izin vermeyeceğini dile getirdi.