
AKP hükümeti, “Ulusal İstihdam Stratejisi” paketiyle patronların ekmeğine yağ sürmek istiyor. Bu paketin yasalaşması durumunda biz işçiler bugünden daha beter koşullarda çalışacağız. Birçok hakkımızın elimizden alındığı paketteki en can yakıcı saldırılardan biri şüphesiz ki kıdem tazminatlarımız. Biz de etkinliklerimiz ve yürüttüğümüz imza kampanyasıyla, kıdem tazminatımızın elimizden alınmaması için işçi kardeşlerimizi bilinçlendiriyor ve onlardan imza topluyoruz. Kar, kış, yağmur, çamur demeden işçilere ulaşıp ortak derdimizi anlatıyor ve imza kampanyasına destek olmalarını sağlıyoruz. Haklarımızın elimizden alınmaması için uğraşıyoruz. Stantlar kuruyor, kahvelere, fabrika önlerine, ev ziyaretlerine gidiyoruz. Gördüğümüz her işçiyi, patronların ve AKP hükümetinin haklarımıza yönelik saldırılarına geçit vermemeye çağıyoruz.
Pazar günü stant kurmak ve imza toplamak için Aydınlı’dan otobüse binerek Pendik’e doğru yola çıktık. Otobüs tıklım tıklım doluydu. Otobüsteki bir işçi kardeşimiz “Devlet bu halimizi görmüyor. Görse de bizi bu dertten kurtarsa” dedi. Ben de devletin durumu gördüğünü ama görmemezlikten geldiğini söyledim. Çıkarını savunduğu patronlara hizmet etiğini söyledim. Biz işçilere yönelik saldırılarını anlattım. Derneğimizin imza kampanyasından söz ettim. “Ulusal İstihdam Stratejisi” saldırısını daha önce duymayan işçi, imza föyünü elimden aldı. Önce kendisi imza attı, ardından eşi ve çocuğuna imza attırdı. Föyü bana uzattığında yanımızda oturan başka bir işçi “ben de imza atmak istiyorum” dedi. O işçi arkadaşımız da imza attı. İnmek üzere hazırlandığımızda bize teşekkür ettiler: “İyi ki sizinle karşılaştık. Yoksa böyle bir saldırıdan haberimiz olmayacaktı” dediler.
Pendik’te standımızı kurduk ve gelip geçen işçi arkadaşlarımızdan imza toplamaya başladık. Bir işçi yanında eşi ile birlikte gelerek imza attı. Sonra “size bir şey sormak istiyorum, bilseniz bilseniz siz bilirsiniz” diyerek derdini anlatmaya başladı. Yedi senedir bir su dağıtım şirketinde şoförlük yapan işçi arkadaşımız, sırf işyerindeki sorunlara karşı sesini çıkardığı ve işçi arkadaşlarıyla birlik olmak istediği için işten atılmak isteniyormuş. Buna karşı ne yapabileceğini sordu. Biz de UİD-DER’in tam da bunun için var olduğunu anlattık. İşçi arkadaşımıza faaliyetlerimizi anlattık. İşyerindeki sorunu konuşmaya başladık. O anda eşi çok üşüdüğünü gitmek istediğini söyleyince işçi arkadaşımız, “ben derdimin dermanını bulmuşum dur biraz” diyerek eşine beklemesini söyledi. Sonra bize dönerek, “biz burada soğuktan duramıyorken siz bizim için uğraşıyorsunuz. Size teşekkür ederim” dedi. Daha sonra mutlaka derneğimize gelmek istediğini ekledi ve eşini alarak gitti.
İşçilerin birliği için çalışan UİD-DER, kıdem tazminatının elimizden alınmaması için mücadele ediyor. Kampanyada sadece imza toplamıyor, aynı zamanda işçileri bilinçlendiriyor ve örgütlenmeleri için çalışıyor. Tüm işçi ve emekçileri, patronların saldırılarına karşı UİD-DER’in imza kampanyasına güç vermeye, öğrenip örgütlenmeye, UİD-DER çatısı altında birleşmeye davet ediyoruz.