Merhaba arkadaşlar. Ben Gebze Organize Sanayi Bölgesinde araba parçaları boyayan bir fabrikada çalışıyorum. Çalıştığım fabrikada bozuk çıkan malların sökülerek tekrar üretime kazandırıldığı bir asithane bölümü var. Bir süre önce, bu bölümde çalışan arkadaşım bir gün işe gelmemiş ve ustabaşı orada benim çalışmamı söylemişti. Ama bana ne eğitim ne de koruyucu ekipman vermişlerdi. Üstelik kullandığımız vinç de arızalı olduğu halde bu şekilde çalışmaya zorlamışlardı. Bir süre çalıştıktan sonra bozuk vinçte asılı duran parça, asitin içine düştü. Bu düşmenin etkisiyle etrafa sıçrayan bir miktar asit, yüzümün, gözümün çevresinin yanmasına neden oldu. Beni apar topar hastaneye götürdüler, iş kazası olduğu için doktorlar, benim jandarmaya gidip ifade vermem gerektiğini söylediler. Ben de bunu patronlara söyleyince; “Ne gerek var şimdi jandarmaya? Hem zaten suç sende, eğer ki koruyucu ekipman giyseydin bu hale gelmezdin. Boş ver, ne senin başın ağrısın ne de bizim” dediler. Ben de o zamanlar bilinçsiz bir işçi olduğum için işten atılma korkusuyla jandarmaya gitmekten vazgeçtim. Sonradan, tutulan iş kazası tutanağında şahit olarak gösterilen kişilerin olayla ilgisi olmadığını öğrendim.
Belki bu kazayı çok ucuz atlatmıştım ama bunun tekrarlanmayacağının garantisi yok. Bilinçsizlik ve işten atılma korkusu, hakkımı aramamı engelledi. Şimdi düşünüyorum da, asit gözümün içine denk gelseydi ve gözümü kaybetseydim ne olacaktı? Patronumuz üçüncü fabrikasını açarken, ben, almadığı iş güvenliği önlemleri yüzünden bir parçamdan olacaktım. Bunları ancak şimdi bilince çıkartabiliyorum. Çünkü ben ağabeyim aracılığıyla UİD-DER’in seminerlerine katılmaya başladım. UİD-DER’in faaliyetlerine katılarak haklarımın neler olduğunu öğreniyor ve bilinçleniyorum artık. Buradan tüm işçi arkadaşlarıma rahatlıkla söyleyebilirim ki bilinçsizlik kadar kötü bir şey yok. Gelin siz de UİD-DER’de haklarınızı öğrenin ve sessiz kalmayın.