
Grev günü bankalar, postaneler, sigorta şirketleri kapandı. Ulaşım durdu. Limanlar, kömür madenleri sessizliğe gömüldü. Fabrikalarda şalterler indi. Otomotiv, tekstil, telekom, inşaat ve enerji işçileri yürüyüşler gerçekleştirdi. Devlet bazı eyaletlerde grevi kırmak için ulaşım işçilerine grev günü iki kat ücret ödemeyi vaat etti ve on binlerce polis görevlendirdi ancak grevi kıramadı.
Sendikalı işçilerin yanı sıra her sektörden sendikasız işçiler de greve destek verdiler ve anlamlı bir katılım sağladılar. Dünyanın devi ünlü şirketlerin işçileri öfkelerini haykırdılar. Kamu işçileri iş koşullarına isyan ettiler. Bir posta işçisi olan Sekar, şöyle anlatıyor: “Uzun yıllardır postanelerde hiç iyileştirme yapılmadı. Bu nedenle biz posta işçileri olarak inanılmaz bir iş yükü altında eziliyoruz. Çok uzun yıllardır sözleşmeli çalışan ve hâlâ kadroya alınmayan on binlerce arkadaşımız var.”
Hindistan’da seçimler yaklaşıyor. Genel grev ve eylemler, Hindistan egemenlerinin temsilcisi olan hükümeti, kara kara düşündürtüyor. Ancak işçiler, hükümete olduğu kadar muhalefet partilerine de öfkeliler. Çünkü bütün partiler, muhalefette iken karşı çıkıyormuş gibi göründükleri saldırıları, iktidara gelince tek tek hayata geçiriyorlar. Bu gerçeğin bilincine varmaya başlayan işçiler, her geçen gün kendi örgütlülüklerine ve eylemlerine güvenmeyi öğreniyorlar.