
Birkaç işçi bir araya geldiğimizde bile patronların korkulu rüyası olabiliyoruz. Çünkü patronlar, işçilerin örgütlendiklerinde ne kadar büyük bir güce ulaşabileceklerinin bilincindeler. Başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum.
Tuzla’da bir deri fabrikasında çalışıyorum. İşe başladığım ilk günler, kimseyi tanımadığım için molalarda yalnız kalıyordum. Hava soğuk olduğu için yemekten sonra, daha sıcak olan kompresör odasına gidip dinleniyordum. Buraya kimse gelmiyordu. Birkaç gün geçtikten sonra artık fabrikadaki hemen herkesi tanıyordum. Öğlen yemek yedikten sonra yeni tanıştığım arkadaşlardan birini oraya çağırdım ve sohbet etmeye başladık. Bir kişiyle başlayan bu sohbet bir süre sonra 10 kişiyi bulmuştu. Ve artık futbol ve televizyon dizilerinin yanı sıra, kötü çalışma koşullarımızdan, iş yerinde yapılan haksızlıklardan da konuşmaya başladık. Diğer taraftan patron da boş durmadı tabi ki. İşçilerin birbirleriyle konuştuğunu fark edince hemen molalarda konuştuğumuz odanın kapısına kilit vuruldu ve işçilerin girmesi yasaklandı.
Gördüğümüz gibi patronlar işçilerin birkaç dakika bile yan yana gelip konuşmalarından o kadar çok korkuyorlar ki… Bizler fabrikalarda, oturduğumuz mahallelerde, işçi örgütlerinde bir araya gelip konuşursak, fabrikalarda çok daha güçlü oluruz. Bu durum da gösteriyor ki güçlü olan patronlar değil, biz işçileriz! Gücümüzün büyüklüğünün artık farkına varalım. Fabrikalarımızda bir araya gelip örgütlenmeliyiz. Önümüz 1 Mayıs. İşçi sınıfının örgütlü mücadelesinin göstergesi olan 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılmaya davet ediyorum herkesi. Patrona da şöyle sesleniyorum: Sen kapılarımıza istediğin kadar kilit vur. Biz yeni kapılar açmasını da biliriz. Görüyoruz ki yüreğinde korku çok. Ama unutma, korkunun ecele faydası yok!