1 Mayıs işçilerin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Bugün, bizlere, sekiz saatlik işgünü için mücadele eden Amerikan işçi sınıfının bir armağanıdır. Bu yüzden bu günü adına yaraşır bir şekilde hep birlikte alanlara çıkarak kutlamalıyız. Bizler UİD-DER’li işçiler olarak bir Mayıs hazırlıklarına çoktan başlamış bulunuyoruz. 1 Mayıs’ı kitlesel bir şekilde kutlamak için sokaklarda, fabrika önlerinde, tersanelerde, işçi mahallelerinde işçilere ulaşmaya çalışıyoruz. Gece gündüz, yaz kış demeden bir işçiyi daha örgütlü mücadelenin içine katmak için çabalıyoruz. 1 Mayıs’ın anlam ve önemini anlatmaya çalışıyoruz. Peki, biz bütün bunları yaparken işçilerin temel örgütlülüklerinden biri olan sendikalar ne yapıyor dersiniz?
Maalesef sendikalar üzerlerine düşen görevleri yapmıyorlar. Sendikalarımızın başına çöreklenmiş olan bürokrat sendikacılar kendi paçalarını kurtarma derdine düşmüşler. Sendikalı fabrikalarda 1 Mayıs’ın anlam ve önemi işçilere anlatılmıyor. 1 Mayıs’a bir hafta kala işçilere telefondan kısa mesaj yolu ile 1 Mayıs’a gidecekleri bildiriliyor. Bazı sendikalar (Türk Metal gibi) bunu bile yapmıyor. Hatta 1 Mayıs’a katılan işçileri tespit ederek onları işten attırıyor. Ben de sendikalı bir işyerinde çalışıyorum. Bizim sendika geçen sene son bir hafta kala bizlere 1 Mayıs’a katılacağını söylemişti. Neden katılmamız gerektiği hakkında bize hiçbir bilgi verilmedi, eğitim çalışması yapılmadı. Alana kendi imkânlarımızla gelip sendikanın kortejine katılmamızı söylediler. İki yüz kişinin çalıştığı bir fabrikada sadece sekiz kişi 1 Mayıs’a katılmıştık.
Sendikalar biz işçilerin örgütleridir. 1 Mayıs işçilerin mücadele ve dayanışma günüdür. Sendikalarımızda taban örgütlülüğümüzü güçlendirip, 1 Mayıs alanında güçlü bir şekilde yerimizi alalım.
Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!