
Yunanistan’da, 77 yaşındaki bir emekli eczacı parlamento binasının önünde intihar etti. Yaşlı adam, “Ben emekliyim ve bu koşullar altında yaşayamam. Çöp konteynırlarından yiyecek aramak istemiyorum. Yaşamıma bu yüzden son veriyorum. Hükümet hayata dair hiçbir umut bırakmadı” diyen bir not bırakarak hayatına son verdi. Olaya şahit olan bir kişi, emekli eczacının kendisini öldürmeden önce “çocuklarıma borç bırakmak istemiyorum” diye haykırdığını söylüyor.
77 yaşındaki bir insanın, hiçbir kaygı duymadan hak ettiği rahat yaşamı sürmesi, emekliliğinin tadını çıkarıyor olması gerekirdi. Fakat Dimitri Christoula intihar etti. Bu seçim aslında bir kaçış değildi. Patronlar sınıfının düzeni olan kapitalizmin, insanları ne hale getirdiğini göstermenin bir yoluydu. Onuruyla yaşamak isteyen 77 yaşındaki bir insanın ölümü seçmek zorunda kalması tüm Yunanistan’ı yaraladı. Kitleler, bu durumu protesto etmek için Dimitri’nin intihar ettiği alanı çiçeklerle süslediler. Protestolarını daha da yaygınlaştıran işçi ve emekçiler, parlamento binası önünde polisle çatıştılar.
Sonraki günlerde de öfke dinmedi. Tersane işçileri 6 Nisanda Merkez Bankası önünde protesto gösterisi düzenlediler. İşçiler, artık evlerine ekmek götüremediklerini söylüyorlar. “Maaşlarımız yarıya indi. Sonra birikimlerimizi aldılar. Daha nasıl katlanacağız ve nasıl yaşayacağız? Hepimiz intihar mı edelim? Hırsızlar! Paketinizi de alın defolun!” diyerek öfkelerini haykırdılar. Polis, bankanın etrafını güvenlik çemberine aldı. İşçiler kendilerine müdahale etmek isteyen polislere sopalarla karşılık verdiler.
Yunanistan’da her geçen gün intiharı seçenlerin sayısı artıyor. İntihar oranı %40’a yükseldi. Her 5 kişiden biri işsiz. Gençlerde işsizlik oranı ise %50’ye yükselmiş durumda. Yani her iki gençten biri işsiz! Yalnızca Atina’da 20 bin evsiz var. Bu nedenle Yunanistan halkının öfkesi ve eylemleri dinmiyor.
Benzer şekilde İtalya, İspanya ve Portekiz’de de huzursuzluk artıyor. Portekiz’de, ailelerin yoksullaşması nedeniyle, çocuklarına yeterince bakamadıkları için okullarda kahvaltı verilmeye başlandı. Geçtiğimiz günlerde İtalya’da 78 yaşındaki bir kadın, İtalya Emeklilik Kurumu’ndan, emeklilik maaşının 800 avrodan 600 avroya düştüğünü bildiren mektubu alır almaz yaşamına son vermişti. Yaşlı kadının oğlu “devlet, annemin katilidir” diyor.
Avrupa ülkelerinde başa gelen hükümetler, kemer sıkma politikalarını devam ettiriyorlar. İşçi ve emekçi kitlelerin sabrı artık tükeniyor. Bu nedenle Avrupalı işçiler, işsizlik ve yoksulluk dayatmasına sessiz kalmayacaklarını meydanlara çıkarak, genel grevler düzenleyerek ortaya koyuyorlar.