Dünyadaki savaşlarda her yıl on binlerce insan ölüyor. Ama iş kazalarında, savaşların sebep olduğundan çok daha fazla ölüm gerçekleşiyor. Üstelik iş saatleri uzadıkça, güvencesiz, taşeron çalışma yaygınlaştıkça, iş kazaları da artmaya devam ediyor. Patronlar, canlarımızı hiçe sayıyorlar ve cinayetlerinin hesabını vermiyorlar. “Kader, kaza, işçinin hatası” denilerek cinayetlerinin üzeri kapatılıyor. Her gün haberlerde duymaya alıştığımız iş kazalarına karşı hiçbir önlem alınmıyor, işçiler ölmeye devam ediyor. Ama bir patron öldüğünde kova kova gözyaşı akıtılıyor. Çarşaf çarşaf gazete ilanlarında, mevtanın ne kadar “hayırsever” olduğu yazılıyor. Haberlerde, yanında çalışan binlerce kişiye “ekmek” verdiğinden bahsediliyor. Oysa bizler biliyoruz ki tüm dünyadaki zenginlikleri üreten bizleriz. Asıl biz işçiler olmasak, asalak patronlar aç kalır. Ama bizlerin onar onar, yüzer yüzer ölmesi onların umurunda değil. Nasılsa yeni işçiler var sömürecek! Olan geride kalan ailelerimize, eşlerimize, çocuklarımıza oluyor.
İş kazalarını durdurabilmek için yalnızca kendimize ve örgütlü gücümüze güvenebiliriz. Kendimize, sınıfımıza güven tazelemek için 1 Mayıs alanındaki gücümüzü görmeliyiz. İş cinayetlerine dur demek için, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmasını sağlamak için 1 Mayıs’ta alanlarda olalım ve taleplerimizi ortaya koyalım.
İşyerlerinde işçi sağlığı ve güvenliği kurulları kurulsun, bu kurullar işçilerin yönetimine verilsin!
İş Cinayetlerine Son!
Üreten Bizsek Yöneten de Biz Olacağız!