Merhabalar, ben metal fabrikasında çalışan sendikalı bir işçiyim. Çalışma ve hayat şartlarının ağırlaştığı, ücretlerin düşürüldüğü bir dönemde sendikalı olarak çalışmak çok önemli. Fakat patronların hepsi koro halinde “işçiler sendikalı olmayın” diye bağırıyorlar. Fabrikalarda sendikal örgütlenmeye girişen işçiler, patron tarafından baskı altına alınıyor ve hemen işten atılıyorlar. Yasalar patronları koruyor, onlara hiç bir ceza verilmiyor. Ama işçiler işten atılmakla yüz yüze geliyor ve yasal olarak da işten çıkartılan işçi işyerine geri dönemiyor.
Benim çalıştığım fabrikada sendika var ve patronun sendikayı kaldırmak için baskısı sürüyor. İşyeri adeta tutanak çöplüğüne dönüşmüş durumda. Patron, işyerinde sendikal örgütlülüğü kırmak için türlü yöntemler kullanmaktan geri durmuyor. Patronun şimdiki yöntemi, fabrikanın bir bölümünü şehir dışındaki başka bir fabrikaya taşımak. Bu bölümde çalışan işçilere önerisi şu: “Ya şehir dışına git ya da haklarını verip işten çıkarayım.” Bunun sonucunda 20’ye yakın sendikalı işçi çıkarıldı. İşten çıkarmaların devamı gelecek. Bu yaşananlardan, patronun amacının sendikayı işyerinden atmak olduğu anlaşılıyor.
Bu yaşananlara sessiz kalmamalıyız; patronun bu hamlelerini boşa çıkarmaya hem gücümüz hem de yeteneğimiz var. Sendikal yasakların tüm ağırlığıyla ortada durduğu bugün, sendikalarımıza sahip çıkmak olmazsa olmaz görevimizdir. İşçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a tüm gücümüzle katılmalıyız ve sendikal baskılara ve yasaklara karşı gür bir şekilde sloganlarımızı haykırmalıyız.