Merhaba dostlar, 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Çalışmalarımız oldukça yoğun bir şekilde devam ediyor. “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!” kampanyasıyla birçok yerde stantlar kuruyor, bildiriler dağıtıyor, işçi-emekçi herkese ulaşmaya çalışıyoruz.
Cuma sabahı Aydınlı Tepe durağında bildiri dağıtımı yaptık. Durak, Tuzla sanayi bölgesine giden işçilerin geçiş noktası. Dağıtım yaparken birçok işçiyle sohbet etme şansımız oldu. Konuştuğumuz hemen herkesin çalışma süresi 10-12 saat arasındaydı. İşçilerin bir kısmı, alıştığı için durumu normal karşılayabiliyor. Çoğu ise bu çalışma saatlerinden son derece şikâyetçi. Uzun çalışma saatlerine karşın, aldığımız asgari ücret hiçbir ihtiyacımızı karşılamıyor. Bu yüzden birçoğumuz fazla mesailere kalmak zorundayız. Haftanın 7 günü çalışan birçok işçiyle konuştuk. “Aldığımız ücret geçinmemize yetseydi, fazla mesailere kalmayacaktık” dediler.
Patronlar her şeyi öyle kılıfına uyduruyor, bizleri öyle kandırıyorlar ki, mesaiye kalmadan iyi bir ücret alabileceğimizi düşünemiyoruz bile. Patronlar bizi, işsizler ordusu ile korkutup “istersen bu koşullarda çalışırsın, istemezsen kapı orada” diyorlar. Bizler kapının nerede olduğunu biliyoruz. Ne yazık ki kendi gücümüzü, sınıfımızın gücünü yeterince bilmiyoruz. Günde milyarlarca şey üretiyoruz. Patronların kârına kâr katıyoruz. Kendimize ise açlık, yoksulluk sınırının altında bir ücreti mubah görüyoruz.
Bizim bu sorunlarımız kader değil. Bizler tüm bu haksızlıkları ortadan kaldırıp güzel ve yaşanası bir dünya kurabiliriz. Sabah uykudan küfürlerle kalkmadan, ay sonunu getirmek için fazla mesailere kalmadan, iş cinayetlerine kurban gitmeden, kredi batağına düşmeden yaşamak hayal değil. Tüm bunları bizler yapabiliriz. Zaten biz üretmiyor muyuz her şeyi? Biz durduk mu dünya durur. Biz durduk mu hayat durur. Bir avuç asalak patron bizsiz hiç bir şey yapamaz. İnsanlar “Peki tüm bunlar 1 Mayıs’a gelince mi olacak?” diye soruyorlar. Bir gün alana çıkmakla her şey hemen değişmeyecek elbette ki. Ama oturduğumuz yerden de çalışma koşullarımızı değiştiremeyiz. 1 Mayıs’ta taleplerimizi haykırıp, bu talepler için fabrikalarımızda mücadele edince yol almaya başlayacağız. Bu düzen mücadeleyle değişecek.
Çarşamba sabahı yine aynı yerde, her ay düzenli bir şekilde çıkan İşçi Dayanışması bültenimizin dağıtımını yapmıştık. Bültenimizde Türkiye’de yaşanan grev ve direnişlerden, dünyada yaşanan mücadelelerden birçok örnek var. Sınıfımız, hakları için mücadele ediyor. Tüm işçiler sınıfımızın mücadele saflarına katılmalı ve bu mücadeleyi yükseltmeliyiz. Ancak o zaman hayal denilen şeyin, aslında hayal olmadığını, gerçekleşmesinin bizim elimizde olduğunu hep birlikte göreceğiz.
Haydi, hep birlikte yan yana, omuz omuza, uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta alanlara!