
DSC07123.JPG [1]

Etkinliğe İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi öncülük etti. Dünyada, işçi ailelerinin örgütlenmeleri üzerine örneklerin yer aldığı ve 28 Nisan’ın neden seçildiği üzerine kısa bir sunum yapıldı. Ardından işçi aileleri söz alarak acılarını ve mücadele süreçlerini paylaştılar. Anmaya Davutpaşa’da OSTİM/İVEDİK’te, Zonguldak madenlerinde, Tuzla tersanelerinde, Enerji ve tekstil sektöründe iş cinayetlerine kurban giden işçilerin aileleri katıldı. Van depreminde hayatını kaybeden gazetecilerin aileleri de anmada yerlerini aldılar.
Kürsüye çıkıp konuşan aileler, kimi zaman öfkelendiler ve adaletin olmadığını, hükümetin, devletin hırsızın, soyguncunun yanında yer aldığını, adaletin onlar için işlediğini vurguladılar, kimi zamansa acıları tazelendi ve gözyaşlarına engel olamadılar. Davutpaşa aileleri adına söz alan ve kardeşini kaybeden bir işçi düşüncelerini şöyle ifade etti: “Meğer sürekli yaşanıyormuş iş cinayetleri ama biz yakınlarımızı kaybedene kadar bu acıları bu kadar yakından hissetmiyorduk. Şimdi nerede bir acı haber duysak, o acıyı yüreğimizde hissediyoruz. Bir daha acıların yaşanmaması için birlik olmalıyız ve bu davaları daha kalabalık takip etmeliyiz. Bir tepki oluşturmalıyız. Biz Davutpaşa’dan sonra OSTİM’i duyduğumuzda yıkıldık, ‘keşke durdurabilseydik’ dedik.”
IMG_2048.JPG [2]

İşçiler tersanelerde, fabrikalarda gerçekleşen patlamalarda, şantiyelerde kaldıkları çadırlarda yanarak, ya da bir elektrik direğinin tepesinde elektrik çarpması sonucu 45 dakika asılı kalarak feci bir şekilde yaşamlarını yitirebiliyorlar. Ölüm biçimleri farklı olsa da aslında hepsi önlenebilir iş kazaları sonucunda ölüyorlar. Anmaya katılan tüm ailelerin aslında acıları ve talepleri ortaktı. Hepsi de acıların bir daha yaşanmamasını istiyorlardı. İş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin ailelerinin ve tüm toplumun bir araya gelerek güçlerini birleştirmeleri gerektiğini söylediler. Duruşmaları daha kitlesel bir şekilde takip ederek kamuoyunda bir duyarlılık, tepki yaratma çağrısında bulundular. Sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin bu davalara sahip çıkmasını istediler.