
Okullarda çocuklara süt dağıtımı gündeme geldiğinde içimden bir ses kesin bunda bir iş var diyordu. Dağıtılan sütlerden dolayı 11 ilde binlerce çocuk zehirlenip hastanelik oldu. Şimdi bakanlar çıkmış televizyona kendilerini aklamak için on kişiden bir kişide olur, belki sütü sevmediklerinden de olabilir diye açıklamalar yapıyorlar. Ailelere sakın çocuklarınıza sütü içme demeyin diye medyadan seslerini duyuruyorlar. Devlet babasının hayrına bir şey dağıtmaz, dağıtıyorsa altından muhakkak bir şey çıkıyor. İşte süt olayı da bunlardan birisi.
Okullarda dağıtılan sütün bozuk olduğu açık. Birilerinin o sütleri devlete piyasa fiyatının iki katına satıp milyonları cebe indirdiği de çok açık. AKP hükümeti ısrarla bu projeyi sürdürmek istiyor. Çocuklar sütle büyüsün, çocukların süte ihtiyacı var diyor. Evet, çocukların süte ihtiyacı var, fakat sağlam ve sağlıklı süte! Hükümete göre zehirlenen çocukların süte karşı alerjileri varmış. Bu resmen kuyruklu yalan, bu zamana kadar o çocuklar hayatlarında süt içmemiş olamaz. Hükümet bu rezaletin üstünü örtmek için çeşitli bahanelere başvuruyor.
Görüyoruz ki kapitalizmin iyiliği ancak bu kadar olur. Zaten insanlığın geleceğini zehirliyorlar. Yediğimiz besinlerin hepsinde kimyasal katkı maddeleri var. Çocuklar doğarken zehirlenmeye başlıyor. Böylesine pislik bir sistem işçilere ve işçilerin çocuklarına ne verebilir ki? Maalesef geleceğimizi zehirlemekten başka bir şey vermiyor. İşçi sınıfı olarak bu sistemi yıkıp yerine çocuklarımızın zehirlenmeyeceği bir dünya kurmak bizlerin elinde. Kendimizin ve çocuklarımızın zehirlenmemesi için mücadeleye atılmamız gerekiyor.