
12 Eylül yargılamaları vesilesiyle, 1977 1 Mayıs katliamı yeniden gündeme geldi. Dönek, “eski solcu” liberal Halil Berktay, “77 1 Mayıs katliamı solcuların iç hesaplaşması sonucu gerçekleşmişti” iddiasında bulundu. Bunun üzerine DİSK, 9 Mayısta Taksim Hill Otel’de 1977 1 Mayıs’ına ilişkin gerçeklerin açıklanması ve sorumluların yargılanması talebiyle bir basın toplantısı düzenledi. Gerçeklerin 35 yıldır karartılmasını protesto etti.
Basın toplantısında “1 Mayıs 77 Suçluları Yargılansın!” pankartı açıldı. Toplantıya çok sayıda sendika yöneticisi, aydın, sanatçı ve akademisyenin yanı sıra, katliamın canlı tanıkları da katıldı. Basın toplantısında ilk konuşmayı DİSK Başkanı Erol Ekici yaptı. Ekici, 1 Mayıs 1977 katliamının sorumlularının, aradan geçen 35 yıl boyunca açığa çıkarılmasını engelleyen güçlerin, bu yılki 1 Mayıs’ta milyonların alanlara çıkmasının ardından yeniden bir karartma operasyonuna giriştiğini söyledi.
Ekici, Halil Berktay’ın sözcülüğünü üstlendiği kampanya sahiplerinin, “solcuların birbirlerini vurdukları” iddialarını elle tutulur, somut belgelerle açıklayamadıkları gibi, “peki neden şimdi?” sorusuna da tatmin edici yanıt veremediklerini vurguladı. Ekici, “Katliamı kontrgerillanın yaptığına dair eldeki tüm görüntü, belge ve tanıklıkların yanı sıra, devlet 35 yıldır bu meseleyi hasıraltı etmiştir ve mağdurlar dışında hiçbir dava ve soruşturma açılmamıştır” dedi.
Dönemin Soruşturma Savcısı Çetin Yetkin ise şöyle konuştu: “Dosyada bu olayın tertip olduğunu gösteren yüzlerce delil var, ancak soruşturma yapılmadı. Ele geçirilmiş silahlar, kovanlar var ancak ölenlerden çıkan mermilerle, bulunan silahların karşılaştırması yapılmadı. Meselâ, 28 yıllık Sular İdaresi makinisti, ‘her zaman eylemlerden önce burada kontrol olur ve polisler gelir; ama bu sefer polisler olay çıktıktan sonra geldi’ dedi. Dönemin Jandarma ve polisleri, Sular İdaresi üzerinden ateş edildiğini ve onları çatışarak teslim aldıklarını söyledi. Tüm bunlara rağmen olayın üzerine gidilmedi. İddianamede, ‘sanıkların küçük bölümü çıktı, asli failler adalet önüne çıkacak’ dendi. Böyle bir karar olabilir mi? Ben asli faillerin yargılanmasını talep ettim, sonra da atıldım.”
Dönemin DİSK Avukatı Müşir Kaya Canpolat, “Sol içindeki görüş ayrılıklarını kontrgerilla gayet iyi kullandı. İşçi sınıfı dâhil olmak üzere, tüm insan hakları 50 yıl geriye götürüldü. Kemal Türkler o zaman bana ‘hukuki sorumluluğumuz neydi?’ diye sorduğunda, ‘her türlü tedbiri aldık ve silahlı saldırıya uğradık’ dedim. Ama o, ‘İnsanlar DİSK’in daveti ve güveniyle buraya geldi. Hukuki sorumluluk değil ama manevi sorumluluğumuz var’ demişti” dedi. Basın toplantısına katılan ve 77 1 Mayıs günü Taksim Meydanı’nda olanların ortak vurgusu ise, o dönem yükselen işçi sınıfı mücadelesinin ve sosyalist hareketin sömürü düzeninin sahiplerini korkuttuğu yönündeydi.
Bugün, işçi sınıfı yeniden yüz binler olarak alanlara akmaya başladı. Birileri, sınıf hareketinin yeniden yükselişe geçmemesi için kara propagandalardan medet umabilir. Ama dünya ölçeğinde sınıf hareketi yeni bir yükseliş içindedir ve dolaysıyla bu kara propaganda başarıya ulaşamayacaktır. Örgütlenen işçi sınıfı, 77 1 Mayıs katliamının hesabını bir gün mutlaka soracak!