Merhaba işçi kardeşler,
Ben UİD-DER’li bir metal işçisiyim. Bu sene yine Taksim’deydik, gelincik tarlası yine Taksim Meydanı’nda idi. Biz UİD-DER’li işçiler, 1 Mayıs öncesinde, 1 Mayıs’a hiç katılmamış, “1 Mayıs’ta teröristler var, cop yemeye gitmem, taşkınlık yapmaya gitmem” diyen işçi kardeşlerimize yanıldıklarını, 1 Mayıs’ın işçilerin gerçek bir bayramı ve patronlara gücümüzü göstereceğimiz bir mücadele günü olduğunu anlattık. Yüz binlerce işçinin bir arada, dayanışma içinde olduğunu, birlikte taleplerini haykırdığını, o gün alanın işçilerle dolup taştığını göstermek için çalışmalar yürüttük. İşçi kardeşlerimize ulaşmak, onların da 1 Mayıs’ın coşkusunu yaşamasını ve işçi sınıfının gücünü görmesini sağlamak ve onları da mücadele saflarına katmak için gece gündüz demeden çalıştık.
1 Mayıs öncesi çalışmalarımız “İş Saatleri Kısaltılsın, Ücretler Yükseltilsin” kampanyasından hatırlanacağı gibi çok yoğundu. Biz işçiler 12, 14 hatta 16 saat çalışıyoruz, karşılığı ise sefalet ücretinden başka bir şey değil. Dolayısıyla biz işçilerin en önemli taleplerinden biri, insanca yaşayabileceğimiz bir ücret ve insanca çalışma saatleri. Bu taleplerimizi haykırmak için de 1 Mayıs alanında idik. Başta söylediğim gibi, 1Mayıs’a beraber katıldığımız arkadaşların hemen hepsi “keşke daha önce katılsaymışım, bu kadar işçi nereden geldi?” dedi. Bir de kortejimiz çok canlı, coşkulu ve disiplinli idi, tam bir işçi korteji idi. Yürüyüş yolundaki her insan bize şaşkınlık içinde bakıyordu. Gözler pankart ve dövizlerde, kulaklar ise sloganlarımızda idi. Kampanyadan tanıştığım bir işçi arkadaşımı 1 Mayıs’a davet ettiğimde ilk önce bana “gelip ne yapacağım, ne değişecek?” diye sormuştu. Ben de kısaca “1 Mayıs’ta alanlarda biz işçiler taleplerimizi haykırmazsak, sesimizi duyuramazsak, az da olsa üzerimize düşeni yapmazsak, bizim yerimize kimse yapmayacak” dedim. Arkadaş 1Mayıs’a katıldı. 1 Mayıs’tan sonra konuştuğumuzda “bir dahaki 1 Mayıs’a arkadaşlarımı da getireceğim” dedi.
Demek ki biz işçiler kendi gücümüzün farkına varınca neler yapabileceğimizin farkına da varıyoruz. Buradan hiç 1 Mayıs’a katılmamış arkadaşları da şimdiden davet ediyorum. Gelin ve önyargılarınızı kırın. Alanda yanıma 65-70 yaşlarında bir amca geldi. “ Sizi yürüyüşe başladığınız yerden beri gözlemledim ve size teşekkür ediyorum. ‘80 sonrasında ilk kez böyle disiplinli, coşkulu, büyük katılımlı bir kortej gördüm. Sizinle yürümeyi çok istedim ama nefes darlığı çektiğim için katılamadım” dedi. Tekrardan tebrik etti ve kalabalıkta yavaş yavaş kayboldu. Amcanın bu cümlelerine duygulanmamak elde değil. Gerçekten öyle bir kortejdik. Bizler de amcanın bu övgülerine lâyık birer işçi olacağız ve daha da iyi mücadele etmek için var gücümüzle çalışacağız.
Yaşasın İşçilerin Birliği!