Daha önce 1 Mayıs’ın ne anlama geldiğini dâhi bilmiyordum. UİD-DER’de öğrendim ve 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte katıldım. Yıllardır insanları korkutmak için medyayı ve televizyonları kullandılar. Patronlar ve onların yandaşları 1 Mayıs’ı gözümüzde korku ve vahşet gününe çevirmek istediler. Nitekim bunu başarıyorlardı da.
Ailem, 1 Mayıs’ta olay çıkar korkusuyla bana engel olmak istedi. Ailemin bütün korku ve endişelerine rağmen bunun böyle olmadığını, UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılarak anladım. Coşkumuz daha otobüslere binmeden başlamıştı. Otobüsten itibaren söylediğimiz şarkı ve sloganlarla 1 Mayıs alanına girdik. İlk defa katıldığım bu seneki 1 Mayıs’ta, UİD-DER’ in duruşu ve disiplini beni de hayranlık içinde bıraktı. İlk defa katılıyordum ve 1 Mayıs’ta görev alıyordum. “BÜTÜN ÜLKELERİN İŞÇİLERİ BİRLEŞİN” pankartını taşımak çok gurur vericiydi. Eskiden yalnız olduğumu ve örgütsüz olduğumu düşünüyordum ama öyle değilmiş. O kalabalığı ve coşkuyu görmek, içinde yaşadığım bu bozuk düzeni değiştirebileceğimiz inancı verdi. 1 Mayıs alanına yürürken yokuş çıkıyorduk, arkamı dönüp baktığımda on binleri arkamda gördüm. UİD-DER’de izlediğim Zonguldak maden işçilerinin 1990 yılındaki mücadelesini ve büyük yürüyüşünü anlatan “Yüz Bin Kişiydiler” belgeseli aklıma geldi.
Ben bu sene katıldığım 1 Mayıs’ta işçilerin isterlerse neler yapabileceğini UİD-DER’de bir kez daha anladım. Uzun çalışma saatlerine ve düşük ücretlere mahkûm bırakıldığımız bu sistemi, istersek değiştirebilecek güçte olduğumuzu gördüm. Nasıl mı değiştireceğiz? Ben bunu UİD-DER’de öğrendim. Siz de bu sorunun cevabını öğrenmek ve bu uğurda elinizi taşın altına koymak istiyorsanız gelin UİD-DER’e katılın!