
Hayatımda yaşadığım ilklerden bir tanesi. Ama asla son bulmasını istemediğim bir mutluluk ve coşkuyu, bir arkadaşta bulamadığım o kardeş bağını o gün, yani 1 Mayıs günü işçi bayramında buldum. En son koltuğumun kabardığını lisedeyken bir kavgada, haklı olduğum için arkadaşlarım bana destek çıktığında hissetmiştim. Bu duyguyu bir daha tadabileceğime ihtimal vermiyordum. Ama Ankara Sıhhiye’den başlayan serüvenim bazı şeyleri tekrar hissedeceğimin habercisiydi. Yolumuz uzundu ama marşlarımız o kadar gürdü ki, derneğimizin Aydınlı temsilciliğine varmamız bir nefes kadar kısaydı.
O heyecan, o beklenti sabahın ilk ışıklarında güneş gibi doruğa varacaktı. Ve beklenen an gelmişti. Hayatımda ilk defa katıldığım 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlayacaktım. UİD-DER’li arkadaşlarımla omuz omuza, kol kola ayrılmaz bir zincirin halkaları gibi kortejimizi oluşturmuştuk. Sağıma bakıyorum işçi kardeş, soluma bakıyorum işçi kardeş. Herkes bendi, ben de herkestim. Sloganlarımız, marşlarımız sadece alınan bir nefes değil, duyulduğunda kafa yorulması gereken haykırışlardı. Çünkü televizyonda şahit olduğum 1 Mayıs görüntüleri ve atılan sloganlar bana hep yabancı gelmiştir. Lakin UİD-DER kortejinde atılan sloganlar bizi anlatan, işçilerin talepleri olan sloganlardı.
Evet, dostlar bu 1 Mayıs benim için bir ilkti ve herkesin bu ilki yaşamasını, o alanlarda olmasını ve ne kadar güçlü olduklarını hissetmelerini isterim. Çünkü UİD-DER kortejinde bu coşkuyu yaşamak gerçekten bambaşkaymış.