Beylikdüzü’ndeki tekstil fabrikaları 24 saat durmadan gündelikçi işçi çalıştırıyor. Ben de işsiz olduğum için birkaç gün gidip çalışayım dedim. Fakat manzara korkunç, işçileri gönderdikleri işyerleri pislik içinde. Ustabaşları işçileri durmadan aşağılayıp alabildiğine bağırıyorlar. Çalışanların birçoğunu 15-18 yaşında işçiler oluşturuyor. Bu genç işçiler Van’dan depremden dolayı göç eden insanlar. Kimisi 36 saat çalışıyor, kimisi 24 saat. Paketlemecilerin yevmiyeleri 30 TL, makinecilerin 50 TL. Hiçbirinin sosyal güvencesi yok; işyerinde başına bir iş gelse kimin umurunda!
İşyerinde kurallara uymak zorundasın. Tuvaletler kilitleniyor; izin isteyip, anahtarı alıp öyle gidebiliyorsun tuvalete. İşçiler nefes almadan çok yoğun bir tempoyla çalışıyorlar. Bu durumdan işçi simsarları ve patronlar muazzam paralar indiriyorlar ceplerine. Devletin çıkaracağı ulusal istihdam stratejisinin içinde bu çalışma biçimi mevcut, buna kölelik büroları denir. Devlet patronlara bizleri iliklerimize dek dizginsiz sömürsün diye kolaylık sağlıyor. Sigorta yok, iş güvenliği yok, tazminat yok, senelik izin yok. Eğer işçiler olarak bir tepki göstermezsek bu kölece çalışma sistemini her yerde hayata geçirecekler. Onun için AKP hükümetinin tasarladığı Ulusal İstihdam Stratejisinin meclisten geçmesine izin vermeyelim. Geleceğimiz için örgütlenip, yoldaki saldırı yasalarına karşı duralım.