
Tarih 7 Haziran 2012 idi. Çadırın girişindeki küçük panoda, Kampana Deri işçilerinin fabrika önündeki direnişlerinin 442. günü olduğu yazıyordu. O gün direniş yerinde, greve çıktıkları için işten atılan Hava-İş üyesi işçilere destek olmak için bir basın açıklaması yapılacaktı. Eski bir deri işçisi olarak hem basın açıklamasına katılmak hem de direnişçi işçilere destek olmak ve onlarla sohbet etmek için direniş alanına gitmiştim. Deri sanayideki fabrikalarda çalışan işçiler, öğle yemeğinin ardından, toplu halde direniş çadırına doğru geliyorlardı. İşçileri hep birlikte, “Yaşasın Sınıf Dayanışması” diye karşılamıştık. Fabrikalardan gelen işçilerle, direniş çadırının önü dolmuş, yol kapanmıştı.
Kısa bir sessizlikten sonra, hem annesi hem babası Kampana’da direnişte olan 4 yaşındaki Sudem, gür bir sesle, “Susma Haykır Sendika Haktır” sloganını attı. Sudem öyle gür, öyle içten, öyle öfkeyle haykırmıştı ki hep birlikte biz de aynı sloganı haykırdık. Ardından avuçlarımızı parçalarcasına alkışladık. Bu alkış, işçi kızı küçük Sudem’eydi. Sudem’in yanında bir de Açelya vardı. Açelya’nın babası, Kampana’da son işten atılan işçilerden biri. Babası ve Açelya da diğer işçiler ve çocukları gibi, artık her gün çadırdalar. Ama Açelya direniş yerinde daha yeni olduğu için biraz çekingen duruyor ve Sudem gibi öyle tek başına gür bir sesle slogan atamıyor. Ama yumruklar sıkılı ve yüzü fabrikaya dönük, babasını işten atan Kampana patronuna karşı kinle, herkesle birlikte sloganları haykırıyordu. Sonra konuşmalar yapıldı. Kampana patronunun sendikalaştıkları için işten attığı işçilerin, 442 gündür işlerine dönmek için mücadele ettikleri anlatıldı. Grev hakkı için işten atılan Hava-İş üyelerinin haklı mücadelesi anlatıldı. Daha sonra destek için öğle yemeği saatlerini direnişçi işçilerin yanında geçiren işçiler, fabrikalara dönerek çalışmaya başladılar. Biz direniş
sudem.JPG [1]

Bugün birçok direniş ve grev yaşanıyor ve daha niceleri yaşanacak. Daha nice Sudemler, Ganiler, Açelyalar grev ve direniş çadırlarında fabrikalara doğru bakarak patronlar sınıfına karşı, kinle, nefretle haykırarak büyüyorlar. Bugün direniş çadırlarında büyüyen işçi çocukları, patronlar sınıfının gerçek yüzünü daha çocukken öğreniyorlar. Sudem gibi slogan atarak, Açelya gibi yumruğunu sıkarak, Gani gibi kinle bakarak büyüyorlar. Bugün yarım kalan mücadeleleri tamamlamak için büyüyorlar.