Bu aralar sıkça karşılaştığım, duyduğum bir şey var. O işçi Alevi, o işçi Kürt, o işçi milliyetçi, onunla ortak bir yanım yok diyor konuştuğum kimi işçiler. Oysa “ben onunla birlikte mücadele etmem” diyerek daha baştan bölüyoruz birbirimizi. Bu da işverenlerin işine geliyor tabii. Onlar bu ayrımı yaparak bizim birlikte hareket etmemizi engelliyorlar. Bu sayede işçilere istediklerini yaptırabiliyorlar. Hem düşük ücretle hem de ağır çalışma koşulları altında uzun iş saatleriyle. Evet, ben Müslümanım, sen Alevisin, o Kürt, diğeri Türktür. Ama şunu unutmayalım, hepimiz işçiyiz sonuçta ve ortak bir düşmanımız var; patronlar.
UİD-DER’in tanıtım videosunda küçük bir çocuğun çok güzel bir cümlesi var: “O fabrikalar bizim!” Ne güzel söylemiş değil mi? Ders verir gibi. Doğru söylemiyor mu sizce de? Hayatı yaratan işçi sınıfı, yani hayatı güzel yapan ellerimiz, yüreklerimiz, beynimiz. Belki de daha hayatı yarattığımızın bile farkında değiliz, o kadar körleşiyoruz ki, o kadar saçma şeylerle oyalıyorlar ki bizi asıl meselemizi unutuyoruz. Birleşelim ve örgütlenelim. Örgütlenelim ki %1 olan patronlara meydan vermeyelim.