
Patronlar üretimi hızlandırmak için işçiler arasında rekabet yaratırlar. O rekabetin oluşması için de işçilere küçük ödüller verirler. Bu ödüllere de, sınıf bilincinden uzak olan işçiler, maalesef, sanki milli piyangodan büyük para onlara çıkmış gibi sevinirler.
Sincan Organize’de çalıştığım metal fabrikasında da patron aynı oyunu bize karşı oynuyor. Geçtiğimiz günlerde montaj bantlarından biri patronun istediği %100’lük üretime yakın bir ürün sayısı çıkardı. Bunun üzerine patron, saat üç buçuktaki çay molasında montaj bantlarındaki bütün işçileri bir araya topladı. Patron istediği üretimi çıkaran işçileri bayrak, kuru pasta ve kola ile “ödüllendirdi”. Öteki işçilere ise hiç bir şey vermedi. Bunu montaj bandındaki diğer işçilerin önünde yaptı ki böylelikle bu işçiler üzerinde hem şeflerin baskısı daha çok artacak hem de aralarındaki rekabeti kızıştırarak, işçileri birbirleriyle yarıştıracak ve tabii üretimin çoğalmasını sağlayacak. Yani işçilerin gün boyu yorulup, canları çıkana kadar çalışmasının karşılığı kuru pasta ve bayrak olurken patronun kasası milyonlarla dolacak. Şimdi çizdiğimiz resmi gözünüzün önüne getirin ve söyleyin bakalım gerçekte “ödül”ü kim alıyor?
Aslında bu çeşit bir “ödüllendirme” daha önceleri de vardı. Önceki ödüllendirme usulünde montaj bandı istenilen üretimi verdiği zaman poğaça veya kuru pastayla ödüllendiriliyordu. Bu sefer ek olarak bir de bayrak verildi. O bayrak da montaj bandının başına konarak işçilerde psikolojik bir baskı yaratılıyor. Bu psikoloji işçiler arasında ki rekabeti daha çok kızıştırıyor. Üstelik bir de milliyetçilik zehri bu yolla işçilere aşılanmış oluyor. Malum son günlerde yaşanan çatışmalar ve asker ölümleri zehrin etkisini daha da pekiştiriyor.
Rekabet usulü çalıştırılma çok uzun zamanlardan beri patronların en güçlü silahlarından biridir. Bilinçsiz işçi daha çok üretim yaptıkça kendisinin kazanacağını düşünür. Oysa hiç de öyle olmaz. Kazanan hep patronlar olur. Biz ise bir de bakmışız ki elimizde bir kuru pastayla öylece kalakalmışız. Patronların silahı rekabetse işçilerin silahı da birbirlerine olan güveni ve örgütlü bir şekilde mücadele etmeleridir. Güvenlerini sağlamak da bilinçli işçilere düşüyor. Bilinçli işçiler olarak ödüllerin birer tuzak olduğunu, patronların işçileri rekabet içine sokarak istediği üretimi sağlamaya ve işçileri baskı altında tutmaya çalıştığını anlatmalıyız.