
18 gündür yürüyen maden işçileri 10 Temmuzda Madrid’e vardılar. Yüzbinlerce insan onları ünlü madenci marşı “Santa Barbara” ve Enternasyonal marşıyla karşıladı. Aragon’dan gelen madenciler, Puerta de Sol meydanında Asturias ve Leon bölgelerinden gelen kollarla buluştu.
8 bin maden işçisi Mayıs ayının sonlarından bu yana grevdeler. Hükümet, madenlere verilen teşvik miktarını %63 oranında kısmayı düşünüyor. Bu, greve çıkmış işçilere ilaveten 30 bin işçinin daha işini kaybetmesi anlamına geliyor. İşlerine sahip çıkmak için yürüyen işçilerinin Madrid’e vardıkları gün, hükümet yeni bir kemer sıkma programını meclisten geçirmeye çalışıyordu.
Madenciler basın tarafından önce görmezden gelindiler. Sonra şiddet düşkünü ve hatta terörist olarak nitelendirildiler. Ardından basın, bildik bir anti-propagandaya başvurarak, “iyi maaş alıp erken emekli oluyorlar” masalını öne sürmeye başladı. Fakat yüzbinlerin Madrid’de buluşması işçilere büyük moral verdi. Kitle hep beraber “si se puede” (“yapabiliriz”) sloganı attı. Destek için gelmiş olan binlerce işçi, politikacıları, bankerleri ve hakimleri kastederek “onlar bizi temsil etmiyor” derken, madencileri göstererek, “işte bunlar bizi temsil ediyor” diye haykırdı.
Bu büyük sınıf dayanışması, madencilere, basının her türlü yalan ve çarpıtmalarına rağmen insanların onlarla beraber olduğunu göstermiş oldu ve kararlılıklarını arttırdı.