
Hindistan’ın bir eyaletinde yaşanan sağlık skandalı, sağlık sisteminin tüm dünyada nasıl kâr odaklı hale geldiğini gözler önüne seriyor. Eyalette bulunan 34 özel hastane, devletten sigorta parası almak için binlerce kadının rahmini aldı. Özel hastaneler kırsal kesimden gelen kadın hastaları “kanser tehlikesi var” tehdidiyle korkutarak rahimlerini almış. Son altı ayda 2 bin, son 30 ayda ise 7 bin kadının rahimleri bu tür yalanlarla alınmış. Ayrıca sırt ağrısıyla hastaneye gelen kadınların bile rahimleri alınarak hastaneden gönderildiği ortaya çıktı.
hindistan_0.jpg [1]

Gözlerini para hırsı bürüyen özel hastaneler, yoksul işçi ve emekçilerin organlarını kesip biçiyorlar. Bu olay sadece ortaya çıkanlardan birisi ama buz dağının ardında neler var bilinmiyor. Bu olayın benzerleri sadece Hindistan’da değil, diğer ülkelerde de yaşanıyor. Yanlış ilaç verilip zarar görenler, organları yanlışlıkla alınanlar, ameliyatlarda yanlış iğne yapıldığı için sakat kalan insanlar hep işçi sınıfının neferleridir. Kapitalizmde sağlık sistemi bizi iyice hasta ederken, patronlara daha çok kâr sağlıyor.
Durum Türkiye’de çok mu farklı? Sadece özel hastaneler değil, devlet hastaneleri de aynı yöntemi uyguluyor. Bir hastayı sabahtan akşama kadar birçok bölümde dolandırıp duruyorlar. Doktorlar, prim kazanmak için hastalığa değil kafa sayısına bakıyorlar. Puan kazanmak amacıyla hastalıkla ilgili olmamasına rağmen tetkikler yaptırılıyor. Yalnızca bunlar değil muayene, katılım, reçete, müşahade parası derken de cebimizde para kalmıyor, hastane kapısından borçlu olarak çıkıyoruz.
Kapitalist sağlık sistemi, yoksul halkın organları üzerinden bile kâr yaparak büyüyor. Sağlığın paralı olması işçi ve emekçilerin belini büküyor. Kaliteli, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti, biz işçi ve emekçilerin en doğal hakkıdır. Paralı sağlık sisteminin ortadan kalkması için kapitalist sisteme karşı mücadele etmeliyiz. Çünkü her şeyi paralı hale getiren kapitalizmdir.