KESK, TTB ve tutuklu aileleri Ankara Adliyesi önünde bir araya geldi ve “tutuklular serbest bırakılsın” dedi. 20 Temmuzda, saat 12.30’da adliye binası önünde bir araya gelen KESK ve TTB üyeleri, tutukluların serbest bırakılması talebini içeren dilekçeleri 12. Ağır Ceza Mahkemesine vermeden önce bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Sık sık “KESK’li Tutsaklar Onurumuzdur” sloganını haykıran kitle, tutuklu bulunanların resimlerini de taşıdı. Basın açıklamasını KESK Genel Başkanı Lami Özgen yaptı. Özgen yaptığı açıklamada son operasyonlarla birlikte 70 KESK üyesi sendikacının ve 13 tıp öğrencisinin halen tutuklu bulunduğunu ifade etti. Özgen, temel ceza hukuku ilkeleri çiğnenerek haklarında dava bile açılmadan pek çok arkadaşlarının tutukluluklarının devam ettirilmesiyle fiilen suçlu duruma düşürülmelerinin dikkat çekici olduğunu belirtti.
Özgen, aynı şekilde herkese eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir bir sağlık hizmeti mücadelesi veren TTB-Tıp Öğrencileri Komisyonu ve SES Öğrenci Komisyonu üyesi 45 öğrencinin gözaltına alındığını ve 13 öğrencinin tutuklandığını açıkladı. Özgen bu öğrencilerle ilgili şunları söyledi: “Kimdir bu öğrenciler? Bu öğrenciler, ülkelerine, yaşadıkları toprağa karşı kendini sorumlu hisseden öğrencilerdir. Hepsi de yoksul Kürt ailelerinin çocuklarıdır. Sağlık hakkına sahip çıkan öğrencilerdir.”
Daha önce yaptıkları başvuruda arkadaşlarının serbest bırakılmadığını ifade eden Özgen, meclisten geçen 3. Yargı Paketine göre taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, eli kanlı katiller salıverilirken KESK’lilerin ve tıp öğrencilerinin halen tutuklu olmasının anlaşılmasının imkânsız olduğunu dile getirdi.
Lami Özgen’in ardından TTB Genel Başkanı Özdemir Aktan söz aldı ve kısa bir açıklamada bulundu. 13 tıp öğrencisinin sadece sağlık hakkını savundukları ve Kürt oldukları için tutuklandığını ifade eden Aktan şöyle devam etti: “Yeni yargı paketinde tutukluluk halinin gerekçelerinin açık olarak ifade edilmesi zorunluyken, arkadaşlarımızın tahliye talebine verilen yanıtta böylesi bir açıklık ne yazık ki yoktur.”
Aktan’ın ardından sözü tutuklu aileler adına SES Genel Sekreteri Sıddık Akın’ın eşi Mahabat Akın aldı. Akın, “Ailelerimizin yeri asla cezaevleri olmamalıdır. Tutuklularımız derhal serbest bırakılmalıdır” çağrısında bulundu. Yapılan konuşmaların ardından basın açıklaması sona erdi.