
Süreyyapaşa hastanesinde taşerona bağlı çalışan üç işçi işten çıkartıldı. 3 işçi, ortalama 10 yıldır hastanede taşerona bağlı olarak çalışıyordu. İşçiler 23 Temmuzda hastane önünde bir basın açıklaması gerçekleştirerek yapılan haksızlığa dikkat çekmek istediler ve işlerine geri dönmek istediklerini duyurdular. Basın açıklamasına Okmeydanı Hastanesi, Koşuyolu Hastanesi ve Taksim İlkyardım Hastanesi’nde direnişte olan işçiler de katıldılar, işten atılan işlere destek sundular.
Açıklamada ilk sözü Dev Sağlık-İş Sendikası örgütlenme uzmanı Salih Öz aldı. Öz, “Biz bu saldırıları daha önce de gördük, Okmeydanı’nda, Koşuyolu’nda, Taksim’de. Burada yine 3 arkadaşımız aynı kararlılıklarını göstererek direnecekler. İşten çıkartılan 3 işçi, bizleri korkutmak için işten çıkartılmıştır. Bizleri korkutamazlar. Bizler arkadaşlarımıza sahip çıkacağız” dedi. Öz’ün ardından Koşuyolu Hastanesi direnişçisi Ziya İncedere sözü aldı. İncedere, işten atılan işçileri selamladı ve şöyle konuştu: “Bizler bu topraklardan taşeron sistemi silelim diye, güvenceli çalışalım diye örgütlenmiştik. İşte güvencesizlik böyle bir şey. Haklarına sahip çıktılar diye 3 işçi arkadaşımız kapının önüne koyuldu. Bizler her zaman başkaldıranların, direnenlerin, boyun eğmeyenlerin yanında olacağız. Bedeli ne olursa olsun ödemeye ve ödetmeye hazırız.” Okmeydanı direnişçisi Ali Çakin de 45 gün süren direnişlerinin ardından işe geri alındıklarını, haklarının peşini bırakmadıklarını ve bırakmayacaklarını vurguladı. Yapılan konuşmaların ardından sendika yönetim kurulu üyesi Tufan Sertlek hastane müdürü ile yapılan görüşmelerden olumlu bir sonucun şu an için çıkmadığını, görüşmelerin devam edeceğini söyledi.
Hastane çalışanları da işten atılan arkadaşlarının yanında olduklarını eyleme katılarak gösterdiler. Hep birlikte “Atılan İşçiler Geri Alınsın!” pankartı arkasında C Blok önüne doğru yürüyüşe geçildi. C Blok önünde basın açıklamasını, atılan işçilerden Hamdi Azbay yaptı. Azbay işten atılma nedenlerini şöyle açıkladı: “Biz yıllardır Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi yemekhanesinde taşeron şirketler aracılığıyla çalıştırılıyoruz. İhaleyi yeni alan şirket tarafından yıllardır verdiğimiz emek gasp edilmek istendi. Hiçbir alacağımız olmadığına, tüm alacaklarımızı bir önceki şirketten aldığımıza dair ibraname imzalatılmak istendi. Taşeron şirketin baskılarına boyun eğmeyerek emeğimize sahip çıktık. Bu belgeyi imzalamadığımız için işten çıkartıldık.”
Azbay, taşeron şirketlerin insafsızca uygulamalarına da değindi: “Emeğimiz ihale masalarında pazarlanıyor. Düşük ücretlerle fazla saatlerle çalıştırılıyoruz. Taşeron şirketler kârlarına kâr katmak için en doğal haklarımıza göz dikiyor. On yıla varan sürelerdir hastanede verdiğimiz emek gasp edilmek isteniyor. Bizi işten atarak yıldırabileceklerini sanıyorlar. Biz üç kişiyi işten çıkararak tüm arkadaşlarımız korkutulmak, sindirilmek isteniyor.” Azbay, konuşmasının sonunda hastane yönetimine seslenerek, direniş çadırını kuracaklarını ve işbaşı yapıncaya kadar burada kalacaklarını duyurdu.
Hamdi Azbay’ın konuşmasının ardından direniş çadırı kuruldu. Basın açıklaması boyunca sık sık “İş Ekmek Yoksa Barış da Yok!”, “Atılan İşçiler Geri Alınsın!”, “Direne Direne Kazanacağız!”, “Güvenceli İş İnsanca Yaşam İstiyoruz!” sloganları atıldı. Direniş çadırının kurulmasıyla açıklama sonlandırıldı.