
Filipinlerde 5 Ağustos’ta başlayan şiddetli yağmurlar sel felaketine dönüştü. Haftalardır devam eden ve son günlerde Hindistan ve Pakistan’da da ölümlere sebep olan muson yağmurları yüzlerce can aldı. Sel felaketiyle boğuşan Filipinler, 24 saatten daha uzun süren bir tayfun ve tropikal fırtınayla da mücadele etmek zorunda kaldı. Resmi rakamlara göre 436 kişi hayatını kaybetti. 2,5 milyon insan felaketten etkilendi. En az 250 bin insan yaşadıkları yerlerden tahliye edildi. Yaşanan felaket ilk değil. 2009 yılında Manila ve çevresinde 400 kişinin ölümüne ve yüz binlerce kişinin bölgeden tahliye edilmesine neden olan Ketsana Tayfunu hafızalardaki yerini koruyor.
Yaşanan felaketlere rağmen bölgenin özelliklerine uygun ve insan yaşamını esas alan bir yerleşim politikası uygulanmıyor. Nehir yataklarında ve köprü altlarında, sağlıksız evlerde yaşayan yüz binlerce yoksul insan var. Doğa olaylarının şiddetli felaketlere dönüşmesinin esas nedeni budur. Filipinler halkı kendi yaralarını kendisi sarmaya çalışıyor. Filipinler Emek Partisi, felaketin mağdurları için uluslararası bir dayanışma kampanyası başlattı. Sel ve tayfundan etkilenen halka battaniye, gıda gibi temel ihtiyaç maddeleri ulaştırılmaya çalışılıyor.
Doğanın katledilmesi, küresel ısınma, süren savaşlar, nükleer felaketler, kimyasal deneyler ve daha pek çok faktör iklim değişikliklerine neden oluyor. Milyarlarca yoksul insan bu değişikliklerin yarattığı felaketler karşısında kaderine terk ediliyor. Daha fazla kâr elde etmek uğruna doğayı katleden kapitalist sistem, doğal afetlerdeki doğal olmayan ölümlerden doğrudan sorumludur.