
Uzun çalışma saatleri, düşük ücretler, işçi güvenliği önlemlerinin alınmaması, ölümle burun buruna sürdürülen hayatlar ve bunun berberinde gelen iş kazaları. İşte bunlar biz işçilerin her gün yeniden ve yeniden yaşanan gerçekleri. Hemen her gün bir iş kazası haberi alıyoruz, duyuyoruz. Sadece geçen ay tam 110 işçi iş cinayetleri ile katledildi. Hepimizin bildiği gibi Gebze sanayinin kalbi olan bir işçi kenti. Dolayısıyla iş kazalarının çok yoğun olarak yaşandığı bir yer. Bizler UİD-DER’li işçiler olarak iş kazası geçiren işçilerinde yanındayız.
Geçtiğimiz günlerde iş kazası geçirmiş bir işçi kardeşimizin ziyaretine gittik. Makinanın bozuk olduğu defalarca işçiler tarafından dile getirilmiş fakat gerekli önlemler alınmadığı için göz göre göre yaşanan bir iş kazası. Preste çalışan işçi henüz 27 yaşında. Presin işçinin elinin üzerine düşmesiyle işçi kardeşimizin dört parmağı kopmuş. Apar topar özel bir hastaneye götürülen işçi tam 3 saat orada ameliyata alınacağını sanarak hastanede bekletilmiş. Çektiği acılara dayanamayıp doktorlara “artık yapın bu ameliyatı” dediğinde ise şu cevapla karşılaşmış: “Ameliyat masrafın 50 bin lira tutuyor, işverenin bu parayı ödemeye yanaşmıyor, para ödenmediği takdirde de ameliyatı yapmayız.” Sonra oradan apar topar Kadıköy’de bulunan başka bir özel hastaneye götürülüyor. Burada da ikinci şoku yaşıyor. Doktorlar “çok geç kalındığını, daha erken müdahale edilmesi gerektiğini ve parmaklar dikilse bile artık hiçbir işlevinin olmayacağını” söylüyorlar. Ameliyat yapılmış fakat parmağın bir tanesi dikilememiş.
Bugüne kadar ilk ameliyattan sonra tam dört ameliyat daha geçirmiş kardeşimiz. Yapılması gereken bir ameliyat daha var. Fakat dört ameliyattan kaynaklı aldığı narkozların etkisinden kurtulamadığı için bu ameliyatı da şu an yapamıyorlar. Patronun başta tedaviye dair ne varsa karşılayacağını söylemesine rağmen, artık tedavi masraflarını ödememek için türlü oyunlar yapmaya başladığını da öğreniyoruz.
İş kazasının ardından işçi kardeşimiz dava açmış. İşveren işçi arkadaşımızdan dava açmamasını istemiş ve “sen mahkemede şu kadar para alırsın, uğraşma gel biz o parayı sana verelim” demiş. Ancak işçi kardeşimiz bizlere sonuna kadar davasının arkasında olacağını ve bunu yalnızca para için yapmadığını, başkalarının da canının yanmaması için yaptığını söyledi. İş kazası geçiren işçilerin zamanla yalnız bırakıldığını, çevrelerindeki insanların bile kendilerinden uzaklaştığını söyleyerek, kendisini yalnız bırakmadığımız için bizlere teşekkür etti. Derneğimizi anlattıktan sonra, faaliyetlerimizi, derneğimizin işçiler tarafından kurulduğunu ve işçilerin çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini söyleyerek onu ve ailesini de davet ettik.
Bizler UİD-DER’li işçiler olarak haksızlığa uğrayan, iş kazası geçiren, işten atılan, grev ve direnişte olan tüm işçilerin yanındayız. İşçilerin hayatını hiçe sayan, acımasız bir biçimde kazanılmış haklarımıza saldıran patronlara ancak örgütlü bir şekilde cevap verebiliriz.