Ben metal sektöründe faaliyet gösteren bir fabrikada 21’li vardiya sisteminde çalışan bir metal işçisiyim. Bu sisteme göre yılın 365 günü fabrika hiç durmadan çalışıyor.
Çalışma koşullarının günden güne ağırlaştığı günümüz koşullarında, senelik izin bile kullanmamız hayal oldu ya da izin dönemimizde yapacağımız mesailere bağlı hale geldi. Çalıştığım işyerinde, iş yükünün fazla olması sebebiyle bu yılki senelik izinlerin sadece 1 haftasının kullandırılacağı açıklandı. Tabii bu bir haftalık izini hak edebilmemiz, izin dönemimizde yapacağımız mesailer sayesinde olacaktı.
Bildiğiniz gibi, İş Kanununda işçinin senelik izini hak edebilmesi için, bir yılını doldurması gerekiyor ve bir yılını dolduran işçi 14 işgünü izin hakkı kazanıyor. Bense sizlere çalıştığım işyerinde patronun 1 haftalık izini bizlere nasıl “lütfettiğini” anlatacağım.
Birincisi, izin dönemi boyunca hafta tatili yok. İkincisi, senelik izinde olan arkadaşımızın yerine 3 günde bir, on altı saat çalışmak zorundayız. Yetmedi, sürekli vardiyalarımızın değişmesi lazım. Meselâ ben bir haftalık çalışma sistemimi anlatayım.
Normal şartlarda 08.00-16.00 vardiyasında olmam gerekirken ilk gün 16 saat, ikinci gün 16.00-24.00, üçüncü gün 08.00-16.00, dördüncü gün 16 saat, beşinci gün 16.00-24.00, altıncı gün 08.00-16.00 ve yedinci gün gece vardiyasında çalıştım. Bu vardiya sistemi, izin dönemi boyunca bu türden saçmalıklarla devam ediyor. Yani bir haftalık izin patron tarafından burnumuzdan fitil fitil getiriliyor. İzine çıktığına da, çıkacağına da lanet ediyorsun.
İş Kanununda senelik izinlerin en az on gün bölünmeden verileceği, fazla mesaiye günde en fazla 3,5 saat kalınacağı, vardiyalı işyerleri için vardiyaların bir veya ikişer haftalık biçimde döndürüleceği yazıyor. Bunlar, bizim İş Kanunundaki haklarımızdır ve bugün patronlar bizim örgütsüzlüğümüzden yararlanarak kanunda olan haklarımızı bile vermiyorlar. Her biri kendi fabrikasında kendi yasalarını bize dayatıyor. Adeta bizleri kendi köleleri gibi görüyorlar ve kendi koydukları yasalara bile uymuyorlar. Tabii bunlara cesaret edebilmelerinin sebebi bizim örgütsüz ve dağınık olmamızdır. Biz işçiler patronların dayatmalarına karşı örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz. Unutmamalıyız ki ya örgütlüyüz ve her şeyiz ya da örgütsüzüz ve hiçbir şeyiz.