
Her günümüz iş kazaları ile geçiyor. İş cinayetlerinde ayda ortalama 100 işçi kardeşimizi kaybediyoruz. Ağustos ayında 71 işçi kardeşimizi iş cinayetlerinde kaybettik. İş kazası geçirip sakatlanan işçi arkadaşlarımızın sayısını ise bilmiyoruz, çoğu kayıt altına bile alınmıyor.
Çalıştığım fabrikada bir iş kazası meydana geldi. Pres makinesinde ayar yapmaya çalışan arkadaşımızın parmağı kalıpların arasında kalarak ezildi. Kaza sonucu tırnağı koptu ve parmağında zedelenme meydana geldi. İş kazası yaşanmasının tek bir nedeni vardı; o da patronun kâr hırsıydı. Çalıştığım fabrikada makineler düzenli olarak bakıma sokulmuyor. Makineler ancak çalışmayacak duruma geldiğinde makineye müdahale ediliyor. Bakımsızlık nedeni ile yakın zamanda bir makinenin de filtreleri yandı, şans eseri başka makinelere sıçramadan yangın söndürüldü. Her zaman bu kadar şanslı olamayabiliriz. İş kazası yaşanan pres makinesindeki sorun da butonun takılı kalması nedeniyle yaşandı. Yani pres makinesinin bakımı yapılmamıştı.
Patronlar üretimi durdurmak istemedikleri için makinelere bakım yaptırmıyorlar. Bakım yaptırmanın zaman ve para kaybı olduğu düşüncesindeler. Kimin umurunda, başında çalışan işçinin parmağı kopmuş ya da ölmüş? Evet, patronlar bizleri düşünmüyorlar. Peki, biz kendimizi ve çocuklarımızı neden düşünmüyoruz? Neden hayatlarımızı makinelere bırakıyoruz? Neden uzun saatler kuralsız ve iş güvencesiz çalışmak zorunda bırakılıyoruz?
Tüm bu sorunların tek bir çözüm noktası var, örgütlenmek! Bizler ne zaman ki örgütlü hareket etmeye başlarız, işte o zaman patronların sömürü düzenine dur diyebiliriz. Örgütlenmezsek her gün ölüm ile burun buruna çalışmak zorunda kalırız.