
Pakistan’da 10 Eylülde Lahor’da bir ayakkabı fabrikasında, 11 Eylülde ise Karaçi’de bir tekstil fabrikasında çıkan yangında yaklaşık 314 işçi hayatını kaybetti. Ayakkabı fabrikasında 25 işçi yangından kaçamadı. Ağır yaralanan işçilerin birçoğu da hastanede tedavi altına alındı. Yangının şoku henüz atlatılamamışken ertesi gün bu defa tekstil fabrikasında çıkan yangında 289 işçi hayatını kaybetti. Ölenler arasında 10 yaşında bir çocuk işçi de var. İşçiler, kapıların kilitli, pencerelerin de demir parmaklı olması nedeniyle kaçamadılar. Çoğu ya alevlerin arasında kaldı ya da saklandıkları yerde dumandan zehirlendi. Üst katlardan atlayarak kurtulmak isteyen işçilerin 35’i ölürken 65’ ise ağır yaralandılar.
450 işçinin çalıştığı fabrikada acil çıkış kapısı yok. Yangına müdahale etmek için gerekli ekipmanlar yok. Yangın çıktığı esnada kapıların kapalı olması katliamın boyutunu genişletti. 27 yaşında hamile bir kadın işçi, “Duman etrafı sardığında, demir parmaklıksız camları kırarak, panikle aşağıya atladık. Kimimizin bacağı, kimimizin kolu kırıldı. Uyandığımızda kendimizi hastanede bulduk” dedi.
İşçilerden birinin yakını “patron bizim sevdiklerimizin böylesine feci bir şekilde ölmesine zemin hazırladı. Katil odur” dedi. Aileler çocuklarını, eşlerini, akrabalarını küle dönmüş fabrikada bulmaya çalışıyorlar. Bir anne şöyle feryat ediyor: “İki kızım fabrikadaydı. Onları arıyorum. Seslerini duymak istiyorum.”
Fabrika müdürü ve patron, polisler tarafından aranıyor, yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Ama patronlar tutuklansalar bile doğru düzgün yargılanmayacakları açıktır. Pakistan’da işyerlerinde genel olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmıyor. Denetim için gelen memurlara rüşvetler veriliyor. Raporlar ya tutulmuyor ya da taraflı bir biçimde yalanlarla hazırlanıyor. Patronların iş güvenliği önlemlerini aldıkları yazıyor. Patronların işlediği bu cinayetlere göz yuman devlet, suç ortaklığı yapıyor.