
Geçen gün çalıştığım işyerinde şahit olduğum bir olayı uidder.org sitesi aracılığıyla tüm işçi arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum.
Geçen sabah güne her zamanki gibi 6.45’te kalkarak başladım. Daha bir önceki günün yorgunluğunu üstümden atamadan güne başladım. Çalışma saatlerinin uzunluğundan olsa gerek! Neyse hazırlanıp çıktım evden. Servisi bekliyorum. Durak tıklım tıklım dolu. Servis bekleyenler, servisi olmadığı için minibüsün kapısından taşanlar. Kapıda sadece bir eli ile tutunarak gidenlerin sağ salim işine gitmesini diledim içimden. Sırf işe yetişebilmek için, bir sonraki minibüsü bekleyemeyeceğinden ve bir servisi dahi olmadığından o şekilde işe gitmeyi göze almış bir işçinin, ne halde işbaşı yaptığını merak ettim. Yolda arabadan düşmediğinden emin olmak istedim. Hele ki son sürat giden o araçtan
Ben derin derin bunları düşünürken bizim servis geldi. Servise bindiğimde herkese günaydın demek istedim ama her sabahki gibi yine diyemedim. Çünkü daha kimse uyanmamıştı. Herkes serviste uykusuna kaldığı yerden devam ediyordu. Kim bu tabloyu görüp yeni bir gün başladı diyebilir ki? Ya da başlayan yeni günün bizler için olduğunu kim söyleyebilir?
Benden sonra servise bir kişi daha biniyor normalde. Ama servise baktığımda serviste boş yer göremedim. Benden sonra binecek olan kadının nerede oturacağını düşünürken, servis şoförü bu düşünceme son verdi. Servisi bekleyen kadının önünden jet hızı ile geçti. Tıpkı o son sürat giden minibüs gibi. Kadın servisin arkasından bakakaldı. Ben de kadına bakakaldım. Şoföre, “kadını almadın” dedim. Şoför de “boş yer mi var? Ayakta bir kişi dahi götüremem” dedi. “Bu servisin belli bir sayısı ve bu servise binenlerin de belli bir sayısı yok mu?” diye sordum. Yanımdaki kız cevap verdi: “Bugün başkaları bindi servise. Normalde binmiyorlar. Ama bugün servisle geldiler. İş yeri arabalarını vermemiş bugün, kuryeler bindiği için yer kalmadı” dedi. Başka biri, “yahu iş yerine çok bir mesafe yok. Ne olacak ben kalkarım ayağa. Alsaydık ablayı” dedi. Uyuyanlar uyanmaya başladı. Herkes “alsaydık” dedi. Fakat çok geçti artık. Çünkü iş yerine gelmiştik bile.
Servisin almadığı kadın işçinin cebinde beş kuruş para yoktu belki de. Kendimi kadın işçinin yerine koydum. Malum aldığımız para ne ki, cebimizde de kalsın? Bizim servisimizde her gün buna benzer sorunlar yaşanıyor. Elindeki iş bitmediği için servisin dakikalarca beklediği işçiler oluyor. Herkes, servisin beklediği işçiye kızıyor. Ama aynı şey servisteki herkesin başına geliyor. Fazla mesai ücretleri dahi ödenmeden, işçi arkadaşlarımız keyfi bir şekilde iş bitinceye kadar yeri geliyor gece yarılarına kadar çalıştırılıyor. Sorunlarımızın asıl çözümü ise işçi arkadaşımıza kızmak değil, bu sorunları yaşayan biz işçilerin yan yana gelip birlikte hareket etmesidir.