
Gebze’de Pelitli Köyü yolu üzerinde bulunan bir metal fabrikasında çalışan bir işçi kardeşimiz iş kazası geçirdi. İş kazası geçiren işçi daha 17 yaşında gencecik bir insandı. Sağ elini tonlarca ağırlığındaki prese kaptıran işçi hastaneye kaldırıldı.
Kaldırıldığı özel hastanedeki ilk müdahalesinde doktorlar, “bu el için yapacak bir şey yok, kesilecek” demişler. İşçinin ailesi bu durumu kabul etmeyerek başka hastaneye gitmek için işverene baskı yapmış. Ailenin ısrarı üzerine bir zaman sonra başka bir özel hastaneye kaldırılmış yaralı işçi. Bu hastanede yapılan müdahalede belki başparmağın ve avuç içinin bir kısmının kurtarılabileceği söylenmiş. Preste ezilen ele beş defa operasyon yapılmış.
Sonuç olarak 17 yaşındaki işçi kardeşimiz daha ilk işçilik yılında dört parmağını ve avuç içinin yarısını kaybetti. Geçim derdi 17 yaşında bir genci iş hayatına sürükledi. Ailesinin geçimine üç kuruş katkıda bulunmak için çalışmaya başlayan işçi kardeşimiz, doğru düzgün pres eğitimi verilmeden tezgâha geçirildi. Pres tezgâhlarında çalışanlar bilir, pres parmak kopmalarının en sık yaşandığı iş makinesidir. Makineye takılacak 16 dolar tutarındaki bir sensörle, yanlış bir harekette tezgâhın kilitlenmesi sağlanabilir. Parmaklar, kollar kurtarılabilir. Ama patronlar açısından buna ne gerek var? İşçi için masraf yapılır mı? Üretim hiç durur mu?
İşçilerin güvenliği için önlem almak, işverenlere büyük bir kayıp gibi geliyor. Olan işçilere oluyor. 16 dolar = 4 parmak ve avuç içinin yarısı! Varın patronlar için parmaklarımızın ve tüm organlarımızın nasıl da kelepir olduğunun hesabını siz yapın.