
Kıraç bölgesindeki fabrikalara her ay düzenli olarak İşçi Dayanışması bültenini dağıtıyoruz. Kıraç’ta birçok fabrika 12 saatlik iki vardiya halinde çalışıyor. İşçiler akşam vardiyası çıkışında enkazdan çıkmış gibi servislerine biniyorlar. Dağıtım sırasında yaşlı bir amca elimizde İşçi Dayanışması’nı görünce “bu fabrikaya mı dağıtacaksınız” diye sordu. Biz de evet dedik. Yaşlı amca “ben buranın servisini çekiyorum, buradaki işçiler artık robotlaşmış 12 saat çalıştıkları için” dedi. Biz de amcaya hak verdik. Bugün Kıraç bölgesindeki fabrikaların çoğunluğunda işçiler 12 saat ve asgari ücrete çalışıyor. Çünkü Kıraç göç alan bir bölge, genç işçi çoğunlukta. Patronlar bu durumdan yararlanarak sömürüyü katmerleştiriyor.
İşçi Dayanışması’nı dağıtırken aynı zamanda sohbetlerimiz oluyor. Bir işçi şunları söylemişti: “12 saat çalışıyorum, eşimle kardeş oldum, çocuklarımın yüzünü göremiyorum. Aldığım asgari ücreti yetiremediğim için 12 saat çalışarak 1000 TL’ye çıkarmak zorundayım. Bir Pazar gelmesem o ay sıkıntıya giriyorum, ben de istemem 12 saat çalışmayı ama mecburum.”
Patronlar sınıfı biz işçileri asgari ücrete mahkûm etmiş. Biz işçiler de sanki asgari ücret kaderimizmiş gibi çalışıyoruz. Geçmişe baktığımızda işçiler ücret zamlarını patronlardan söke söke alıyorlardı. Çünkü o dönemde işçiler örgütlüydü, birlikte hareket ediyorlardı, doğal olarak güç işçilerdeydi. Zammı da işçiler belirliyorlardı. Bu dönemin işçileri dağınık, herkes kendini kurtarma peşinde. Hal böyle olunca patronlara ucuz işgücü olmuş oluyor. Bizleri karın tokluğuna çalıştırıp sermayelerini büyütüyorlar. Biz işçiler gücümüzün farkına varırsak 12 saat asgari ücrete mahkûm olarak kalmayız. Yaşam koşullarımızı kendimiz belirleriz. “12 saat çalışmak insanlık dışıdır” diyerek bir araya gelelim, insani koşullarda çalışmak için mücadele edelim.