
Merhaba dostlar. Hemen hemen her gün iş cinayetine kurban giden, açlıktan yoksulluktan ölen, işsizlikten ve borçlar yüzünden canına kıyan işçi kardeşlerimizin haberleriyle güne uyanıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde, Düzce’de, uzun zamandır işsiz olan ve bu nedenle bunalıma giren 52 yaşındaki Erkan Kuşçuoğlu üzerine benzin dökerek kendini yaktı. Yine benzer bir olay Gebze’de yaşandı. Gebze Sultan Orhan Mahallesi’nde oturan 66 yaşındaki Vedat Kocakaş ev almak için bankadan çektiği krediyi ödeyemeyince, evinin balkonundan atlayarak intihar etti.
Kim bilir ne hayallerle almıştı o evi. Vedat Kocakaş için o evde yaşamak zehir oldu. Hangimiz istemeyiz kendimize ait bir evimizin olmasını? Hangimiz isteriz işsiz kalmayı? Hiçbirimiz. Aslında en güzel yaşamları hak ediyoruz. Fakat her şeyin kâra dayandığı bu sistem bizlere yaşanacak bir hayat değil ölümü reva görüyor. Yaşadığımız en önemli sorunların kaynağında bu sistem yatıyor olmasına rağmen, çektiğimiz sıkıntıların sorumluluğunu biz kendimizde arıyoruz. Bir evimizin olmamasının da, bir işte çalışmamamızın da sorumlusu biz işçiler değiliz. Bu sömürü sistemine artık bir dur demenin vakti gelmedi mi? Geldi dostlar. En güzel yaşamları hak eden bizlere bu düzende, ev almak bile hayal. İnsanca çalışmak hayal. Önümüze sunulan tek gerçek, çaresizlik içinde ölüm olamaz. Hayallerimizi ellerimizden alanlara karşı mücadele etmeliyiz. Böyle ölümleri hak etmiyoruz. Yaşamımızı intihar ederek sonlandırmak yerine, daha fazla yaşayıp bizlere bu çileleri yaşatan düzene karşı mücadele edelim.