
Çalıştığım fabrika birçok bölümden oluşuyor. Her bölüm farklı bir işlem gerçekleştiriyor. Bir yerinde montaj, bir yerinde kesme gibi farklı işlemler gerçekleştiren 5 bölüm bulunuyor. Bu bölümlerden bazıları bayramda çalışırken, bazı bölümler ise bayramda çalışmıyor. Bayramda çalışan bölümlerdeki işçilerden birçoğu çalışmak istemiyor. Ama aynı zamanda bayramda çalışmayan bölümlerden de bayramda çalışmak isteyen, ama bayramda çalışmayacağı için kızan da bir sürü işçi var.
Daha bayram gelmeden, bazı bölümlerin çalışacağı, bazı bölümlerin ise çalışmayacağı dedikodusu çıkmıştı. Herkes her molada, yemekte “acaba biz çalışacak mıyız?”, “keşke çalışsak”, “inşallah bayramda çalışmayız” gibi faklı farklı dileklerini dile getiriyordu. Son gün hangi bölümlerin çalışacağı açıklandı.
Soyunma odasında bir kadın işçi yanıma geldi ve sordu: “Sen bayramda çalışıyor musun?” Ben de “Çalışmıyorum bizim bölümde mesai yok. Sen çalışıyor musun?” diye de sordum. O da “Hayır bizim bölümde de çalışma yok” dedi. “Üzülmüş gibi bir halin var” diye ekledim. O da “evet” dedi. “Ne yapacağım 6 gün evde, keşke çalışma olsaydı. Tamam, 6 gün olmasaydı ama en azından 2 gün falan bize de mesai olsaydı” dedi.
Eve gelene kadar arkadaşımın dediklerini düşündüm. Bizim fabrika vardiyalı ve mesaili olarak, gece gündüz çalışıyor. Hatta bazen Cumartesi sabahı, gece vardiyasından çıkıp, öğlen tekrar mesaiye gidiyoruz. Yani bütün hayatımız ev ve işyeri arasında geçiyor. Öyle bir hal alıyor ki bu durum, insanın başka bir şey düşünmesine, hayal etmesine izin vermiyor. Zaten akraba, eş, dost gibi ilişkilerine ayıracak zaman kalmıyor. Kan bağı dışında akraba olduğumuzu ispatlayacak hiç bir şey olmuyor. Onu geçtim, eşini göremeyen bir sürü işçi var bizim işyerinde. Böyle bir durumda işçiler bayramda ne yapmayı planlayabilir ki? Dışarı gitmek istesek para, bir akrabamıza gidelim desek o da para. İşte bu yüzden de bildiğimiz işi yapalım, gelip fabrikada çalışalım demekten başka bir yol kalmıyor işçiye.
Kim istemez ki tatilde gezmeyi, dolaşmayı, ne biliyim başka bir şehre gitmeyi belki de. Ya da akrabalarını ziyaret etmeyi. Yeni filmler girmişse vizyona gidip onu izlemeyi. Ama biz işçiler her gün iş ve ev arasında gidip geldiğimiz için, işe gidilmeyen bir günde ne yapacağımızı bilmiyoruz. Ama bunun çözümü bayramda çalışmakla olmuyor. Bizler aksine, ücretlerin yükselmesi ve iş saatlerinin düşürülmesi için mücadele etmeliyiz. Eğer bunu yapmazsak ilerde sağlığımızdan olacağız. İhtiyaçlarımızı karşılamak için mesailere kalmak yerine asgari ücretin ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir düzeye yükseltilmesi için mücadele etmeliyiz. Patronlar daha çok para kazanmak için bizleri gece bile çalıştırıyorlar. Vardiya diye lanet bir sistemi bize dayatıyorlar. Bizler bunların değişmesi için bir şeyler yapmadıkça, bizim “zeki” patronlarımız daha ne sistemler bulurlar. Bizler, iş yerlerimizde birbirimize sahip çıkmalı, yan yana durmalı ve tüm bunlara karşı bütün işçilerle birlikte mücadele etmeliyiz.