Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ETUC’un çağrısıyla, “14 Kasım Eylem ve Dayanışma Günü”nde yüz binlerce kişi, Avrupa’nın birçok ülkesinde sokaklara çıkarak protesto gösterileri yaptı. İşsizliğe, yoksulluğa ve ekonomik krizin faturasına karşı sokağa çıkan milyonlar, hükümetlere ve patronlara “krizin bedelini ödemeyeceğiz, bu bir sosyal patlama uyarısıdır!” mesajını verdiler. İspanya, Yunanistan, İtalya ve Portekiz’de kitlesel katılımla grevler gerçekleşirken Belçika, Almanya ve Fransa’da protesto gösterileri düzenlendi. Avrupa’nın 20 ülkesinde grevci işçiler taleplerini haykırdılar, hükümetlerin ve patronların saldırılarına karşı uluslararası dayanışma örneği sergilediler. Hükümete seslenen işçiler, “Kemer sıkma toplu intihar anlamına geliyor ve terk edilmelidir. Sosyal koruma ve maaşlar artık kurban olamaz. Bu bir acil sosyal çağrıdır ve artık işçiler ve vatandaşların söylediklerine kulak verme zamanıdır, rotayı değiştirme zamanıdır” dediler. ETUC sözcüsü Judith Kirton-Darling ise, “kesinti paketleri işe yaramıyor. Eşitsizliği ve sosyal dengesizliği arttırıyor. Ekonomik krize çözüm getirmiyor” dedi.
İspanya
İspanya’da grev erken başladı. Ekonomik krizden en çok etkilenen ülkeler arasında bulunan İspanya’da işsizlik hızla artıyor. 13 Kasım gecesinden başlayan grevde kitleler polisle çatıştılar. Polis, otobüsleri durdurmak için Madrid terminalinde toplanan grev gözcülerine saldırdı. İşçiler de polise karşılık verdiler. İşsiz ve öğrenci gençler, polislerin kitlelere saldırısını engellemek için yollara barikatlar kurdular. “Gücünü kötüye kullanma!”, “Daha fazla eğitim, daha az polis!” sloganlarını attılar. Olaylarda 82 protestocu tutuklandı, 34 kişi ise feci şekilde yaralandı. İspanya’da kemer sıkma programları hızla meclisten geçiriliyor, vergiler arttırılıyor, işçilerin sosyal hakları budanıyor. Bankalar kredi borçları yüzünden işçilerin ellerinde ne varsa birer birer alıyor. İşçi sınıfı ise, tüm bu saldırılara karşı mücadele ediyorlar.
Portekiz
port.jpg [1]
İtalya
İtalya’da ise Roma, Torino ve Milan’da öğrenciler, işçiler meydanlara çıkarak protestolarını yaptılar. Ulaşım işçileri, hastane çalışanları ve daha birçok sektörden işçilerin katıldığı protesto gösterilerine polis saldırdı ve çatışmalar yaşandı. Protestolara katılan işsiz bir işçi, “insanlar bu protestolara her geçen gün daha fazla sayıda katılıyorlar. Bu bir sosyal patlama uyarısıdır ve dikkate alınmalıdır. Bu yıl son 20 yıldan daha fazla sayıda protesto gösterileri yaptık” dedi. İtalyan sendikacı, “biz işçilerin sesinin duyulacağına inanıyoruz çünkü acıyı çeken onlardır. ‘Önlem’ adı altında insanları çöküntüye sürükleyen bir dizi saldırı gerçekleştiriliyor” dedi. İtalya’da özellikle gençler arasındaki işsizlik oranı %35’e ulaştı. 3 bin öğrenci grevlere katılarak öfkesini gösterdi. Bir öğrenci, “Biz gelecekleri uçurumun kıyısında olan gençleriz. Bir şeyler yapmaya ihtiyacımız var. Biz yapmazsak kim yapacak?” dedi.
Yunanistan
Yunanistan’da da son iki ay içerisindeki üçüncü genel grev oldu. Son iki yıl içinde Yunanistan’da kamu çalışanlarının maaşlarından %40 oranında kesinti yapıldı. Emekli maaşlarının üst üste beşinci kez kesilmesi, emeklilik yaşının yükseltilmesi ve sosyal yardım ödemeleriyle sağlık alanlarında kesinti planları Yunan halkının öfkesini daha da artırıyor. Eyleme katılan bir kadın, “İki çocuğum var. Durum oldukça trajedik. Onları nasıl besleyeceğimi bilemiyorum. Herkese şunu söylemek istiyorum. Herkes sokaklara gelsin, protestolara katılsın, böylece bu önlemler alınmaz” dedi. Yunanistan’da bazı meydanları işgal eden işçi ve emekçiler işten çıkarmaları protesto ettiler. Kamu sektöründen işçi çıkartılmaya başlandı ve 2 bin kişi işten çıkarıldı.
Fransa
Fransa’da beş ayrı sendikanın çağrısıyla yapılan grev Avrupa’daki işçilerle dayanışma amacıyla yapıldı. Nantes’de 3 bin kişi protestolara katıldı. Marsilya’da ve Lyon’da on binlerce kişi protesto gösterilerine katıldı. Almanya’daysa Alman Sendikalar Federasyonu çağrısıyla Berlin’de toplanıldı ve bir gösteri yapıldı.