Merhaba işçi kardeşlerim. UİD-DER Gebze temsilciliğinde düzenlenen “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” seminerine katılan bir metal işçisiyim. Düzenlenen bu seminerde yaşadığım duyguları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Günlerden yine iş kazalarının işçiyi vurduğu bir gündü. Fakat o gün, her zamankinden farklı olarak, bu sefer bilinçli işçiler yürek yüreğe verip, iş kazalarına dur demek için bir araya gelmişlerdi. Tam o sırada kalabalığın içine merakla bakmıştım; hiç görmediğim, tanımadığım insanları seyrediyordum. Bir ara fark ettim ki onlardan olmuşum. Her ne kadar bir makine pistonu altında uzuvlarımı kaybetmesem de, patlayan bir gemide yanmasam da, bir meslek hastalığım olmasa da, ben de her an hiç kimsenin tanımadığı o iş kazası geçirmiş işçilerden biri olabilirim.
İş kazası geçirmek, işçi olmak ne garip! Dünyanın her yerinde birisi, tanımadığı bir kişi için yaralanıyorsa veya ölüyorsa, o kahraman oluyor. “Hiç tanımadığı insanlar için uzuvlarını kaybeden, yanan, meslek hastalığına yakalanan hatta ölen biz işçiler neden toplumun genel bakışı önünde kahraman değil de, sadece iş kazası geçirmiş talihsiz bir kişiyiz?” diye düşündüm. Ben alışamadım insanların bu acı bilançoya “takdiri ilahi” deyişine. Onlar benim gibi görememişti, dinleyememişlerdi bir kot kumlama işçisinin gözleri yaşlı ama gülen yüzüyle mutluluğu gece yarıları rüyalarında yakalamasını. Çünkü insanlar şunu öğrenememişti: Bir yılda binlerce işçi iş kazası geçirirken, milyonlar bunun asla kendi başına gelmeyeceğini düşünüyor.
Toplumun bilinci tepeden inmeymiş: Bu devletin başbakanı göçük altında ölen maden işçilerine “onlar bu işe girerken bu işin kaderinde ölüm olduğunu biliyorlardı” diyor. Yine ona bağlı bir bakan “onlar güzel ölmüş” diyor. Bu toplumun bir “sanatçısı” bile, kendi çektiği dizi setinde hayatını kaybeden işçi kardeşimizin ölümünü araştıranlara “günah keçisi arıyorlar” demiş.
Sözlerimi bitirirken silikozis hastası işçi kardeşime, “inşallah bir gün gerçek hayatta da mutlu olma fırsatı bulursun” demek isterdim. Ama bu devlet silikozis hastalığına yakalananı meslek hastası kabul edene kadar, akciğer nakli yaptıracağına, sadece üç tane olan meslek hastalığı hastanelerinde bir oda verene kadar, o kardeşimiz sonsuz rüya âlemine daldı artık.