
Ben hizmet sektöründe çalışan bir büro işçisiyim. 15 gün kadar önce işyerinde hava almak için dışarı çıktığımda, şirket çalışanlarından bir arkadaşımla sohbet etmeye başladık. Kendisi işe yeni girdiği için yeni tanışıyoruz, ama kısa bir sohbet etme şansımız oldu hava alıp çaylarımızı yudumlarken.
Laf lafı açtı ve söz şirketin çalışma şartlarına, derken iş kazalarına geldi. Kendisine iş kazaları hakkında ne düşündüğünü sordum.
- İş kazaları hakkında ne düşünüyorsun?
- Hııı, kötü, insanlar ölüyor.
- Evet insanlar ölüyor ama bir sebebi var. İşverenler daha çok kâr elde etmek istedikleri için basit tedbirleri almıyorlar ve işçiler ölüyor. Çok uzun saatler çalışan insanlar artık ayakta duramayacak durumda, makinelerin başında ölümle burun buruna çalışıyorlar. Tüm bunlara ek olarak insanlar uzun süre çalışmalarına rağmen çok düşük ücretler alıyor ve yaşam kaygılarıyla, kafalarının içinde ev kirası, faturalar, mutfak masrafları gibi yaşamsal gereksinimlerini karşılamak için içine düştükleri sıkkınlıkla kazalar kaçınılmaz oluyor. İşte işçilerin hayatlarıyla, gelecekleriyle ve bedensel uzuvlarını kaybederek yarattıkları tüm güzelliklerden bir avuç patron faydalanabilsin diye, maliyetler düşsün diye bu insanların ölmesine göz yumuluyor.
- Haklısın, patronlar para kazanamadıklarını söyleyip bu tür tedbirleri almıyorlar. Bu hiç de insani bir şey değil. Ya, sende komünistlik mi var?
- Neden sordun, bilinçli ve duyarlı işçilerin savunması gereken şeyler değil mi bunlar?
- Evet öyle ama genelde komünistler böyle şeylerle daha çok ilgileniyor. Geçenlerde Facebook’ta gördüm böyle şeyleri, hemen ekledim. Yani ben de internetten destek veriyorum, bakıyorum bu türden şeylere.
- Anlıyorum ama internetten destek vermekle ya da takip etmekle bir şey yapamayız ki. İnternetten bilgi edinebiliriz ama iş kazalarına karşı insanlar meydanlarda çalışma yapıyor, sesini yükseltiyor, onlarla yan yana olmamız daha doğru olmaz mı acaba?
- Haklısın ama işte olmuyor her zaman. Sence ölümleri durdurmak için işçiler sendikalara mı katılmalı?
- Bence sendikalar işçilerin mücadele araçlarıdır ama topu sendikalara atmak da yetmiyor. Sendikalar işçilerin örgütleridir ve işçiler sendikaları harekete geçirip demokratik ve ekonomik hakları için daha net bir şekilde hareket edebilirler. Ama işçiler için örgütlü olmanın tek yolu sendikalı olmak değildir. İşçiler işyerlerinde yan yana gelip birlik olarak da mücadele edip, pratikte var olabilirler.
- Haklısın doğru ama sen neler yapıyorsun, gittiğin takıldığın bir yer var mı?
- Evet ama takıldığım değil, çalışmalarına destek verdiğim, çalışmalarının doğru olduğunu düşündüğüm, bilinçli işçilerin çabasıyla örgütlenmiş bir işçi dayanışması derneği olan UİD-DER’in çalışmalarına katılıyorum. Hem orada işçilerin kendilerinin çıkardığı bir bülten de var, İşçi Dayanışması diye. İşçilerden gelen mektuplara yer veriyor, çalışma hayatında karşılaşılan sıkıntılardan, tüm dünyadaki işçilerin eylemlerinden bahsediyor. Yani başından sonuna kadar işçilerin ürünü olan bir bülten. En kısa zamanda sana da getireyim ister misin?
- Tabii sevinirim, bekliyorum.