
Bugün işten çıkmış, yorgun bir şekilde evin yolunu tutmuştum. Birileri sokağın ortasında bir şeyler dağıtıyordu. Merak ettim ve yanlarına yaklaşarak dağıttıkları kartviziti alıp okumaya başladım. Bir bankacı ya da muhasebeci değilim fakat kredi kartı borcu olanları soymak için çalıştıklarını hemen anladım.
Kâğıdın üzerinde şöyle yazıyordu: “Asgari tutar ve faiz ödemekten kurtulun. Kefil, senet, sözleşme, evrak gerekmeden kredi kartı borcunuzun tamamını hemen ödüyoruz. Sistemin faydaları: Bankanın uyguladığı yıllık %60 ya da %70 faiz yerine %12 vade farkı vererek kartınızı taksitlendirebilirsiniz. Asgari ödemenin yerine daha az rakamlarla 12 ay taksitlerinizi ödeyerek bankanıza olan borcunuzdan kurtulursunuz. Kartınız yine açık kullanımda olacaktır. Danışmanlık hizmetimiz ücretsiz sunulmaktadır. Vade farkı işlemler sırasında nakit veya kredi kartınızın kullanılabilir limitinden 12 ay taksitli olarak tahsil edilir.”
Tüm insani ilişkilerin menfaate dönüştüğü bu sömürü sisteminde, insanın öz kardeşi bile “borcunu ben öderim” demiyor. Kim olduklarını belirtmeyen, ismi cismi belirsiz bu tefecilerin bankalarla birlikte çalıştıkları belli. Tefeciler, Gebze sokaklarında borçlu işçileri avlamaya çıkmış avcılardır.
Kredi kartı borcumuzu ödeyemediğimizde, bankaların yaptığı tek şey bizleri acımadan icraya vermektir. Peki, bu ne olduğu belirsiz insan simsarları neye dayanarak bizim kredi kartı borcumuzu ödüyorlar? Üstelik daha düşük faiz oranları ile ödeme kolaylığı sağlayacaklarını iddia ediyorlar. Siz bu dalaverelere inanıyor musunuz dostlar? Biz işçiler uyanık olmalıyız. Bizler patronlar yüzünden gırtlağımıza kadar borca batmak istemiyoruz. Fabrikalarda çok ağır koşullarda çalıştırılmamıza rağmen çok düşük ücret alıyoruz. Ben haftanın 6 günü, 8 buçuk saat çalışıyorum ve Cumartesi öğleden sonra patron bizi yarım saat fazla çalıştırıyor. İşimiz ağır ve sağlığa büyük zararlar veren kimyasallarla, hiçbir güvenlik önlemi olmadan çalıştırılıyoruz. Üstelik fazla mesaiye kaldığımızda yalnızca 15 dakika yemek paydosumuz oluyor. Öyleyse neden bu “çok düşünceli” mafyalar neden “Patronunuz sizi fazla mı çalıştırıyor? Çok çalıştığınız halde patronunuzdan paranızı alamıyor musunuz? Patronunuzun banka hesabından ücretinizi verelim” demiyorlar. Biz çalışıp ürettiğimiz halde, doğru düzgün ücret alamayan, borç batağına saplanan yine bizler oluyoruz.
Arkadaşlar, bu örnek, yaşadığımız sayısız sıkıntılardan yalnızca bir tanesidir. Patronlar bizim kara kaşımız kara gözümüz için ödemezler borcumuzu. Patronlar bizi ne kadar mağdur ederse o kadar kâr ederler. Bu yüzden işçinin işçiden başka dostu yoktur. İşçinin tek kurtuluşu patronlardan medet ummak değil, işçi kardeşleri ile yan yana gelip birlikte örgütlü mücadelesini vermesidir. Birleşen işçiler yenilmezler. Patronlara karşı olan yaşam savaşımızdaki zaferimiz için örgütlü mücadeleye!