
Devletin kurumları kendi kendine bile güvenmiyorlar, bilirkişi onay verirken sağlık kurulu hâlâ beni topuklarda yürütmeye çalışıyor. O kadar ki, benim sorunum 2009 yılında oldu ve biz 2012’deyiz. Atıldığım fabrikada bel rahatsızlığı yaşadım ve fizik tedavi gördüm, kimi doktor fıtık başlangıcı, kimi de bel düzlüğü var dedi. Bu yüzden uzun süre iş bulamadım. Hâlâ uzun süre ayakta durduğumda ağrı belime vuruyor. Aradan üç yıl geçtiğini doktorlar unutmuş galiba, hâlâ benim topuklarla yürüyüp yürüyemediğime bakıyorlar.
Demek topluklarda yürüsem sağlığım yerinde olacak öyle mi? Yıllarca 12 saat çalıştım ve sağlığımı kaybettim, bunu kimse sormuyor, doktorlar ancak olayı geçiştirmeye çalışıyorlar. Benim gibi yüzlerce işçi iş güvenliği önlemi alınmadığından, ağır ve uzun çalışma koşullarından sağlığını kaybediyor. Biz işçiler birlik olmadığımız için de sorunlarımızı ortaya koyup çözümü için çabalamıyoruz. Onun için sorunlarımızı dile getirdiğimizde birileri burada “soruları yalnızca ben sorarım” diyebiliyor. Biz birlik olduğumuzda sorunları da çözümünü de biz ortaya koyabileceğiz. O zaman bu sorunlara yol açan patronlar ve onların emrindekilere gereken cevabı vermiş olacağız.