
“İş kazaları kader değildir! İşçi ölümlerini durduralım!” kampanyasını Kıraç’ta meydan ve fabrikaların olduğu bölgelerde sürdürüyoruz. İmza kampanyası oldukça güzel geçiyor. İşçiler hem imza atıp hem de bizimle sohbet ediyorlar, hava soğuk olduğu için çay ısmarlıyorlar, destek için imza föyü alıp doldurup getiriyorlar, çünkü bu kampanya oldukça önemli. Kıdem tazminatıyla ilgili kampanyadan bizi hatırlayan işçiler “evet sizi biliyoruz, televizyonda izledik, meclise imza sunuldu, tasarı ertelendi” diyorlar. Kendilerine, “biz bu kampanyaları işçi sınıfı için yapıyoruz, kendimiz için yapıyoruz” dediğimizde de, “ne kadar güzel bir duyarlılık, gerçekten elinize emeğinize sağlık. Demek ki birlik olunca çok şey olabiliyor” dediler.
Kampanya sırasında iş kazalarına tanık olanlar, yaşayanlar anlatıyor. Bir kadın işçi “tabii ki imza atarım, benim babam Baydemirler’de iş kazası geçirdi. Şimdi felç oldu, bize 20 milyar verip bir daha ne aradılar ne sordular” dedi. Başka bir işçi “ben gıda fabrikasında aşçıyım, genç bir kızın eli kesildi, patron kızın ailesi şikayetçi olmasın diye Avrupa’ya göndereceğini, orada tedavi yapılacağını ve elini aratmayacak protez takılacağını söylemiş, fakat sözünde durmayarak kızcağızı oyalamış. En sonunda Çapa’da sıradan bir protez taktırıp durumu böylece kapattırdı. Yanlış anlamayın kendim de dâhil bütün işçilere çok kızıyorum, böyle olmamalı, bizleri böyle uyutmalarına karşılık vermeliyiz” dedi. Biz de işçilere UİD-DER’in ve örgütlüğün önemini anlatıyoruz, derneğimize davet ediyoruz. Biz bilinçli işçiler şunu çok iyi biliyoruz; işçi gücüne inandığı zaman önünde patronlar duramaz.
Kampanyamızı yağmura, soğuğa rağmen inatla ve sabırla yürütüyoruz. Çünkü güzel günler bizleri bekliyor. İnsanlığın özlemi olan bir gelecek için mücadeleye atılalım. Bu dünyada bir tek patronların yaşamadığını, onları zengin eden işçilerin de insan gibi yaşamayı hak ettiğini gösterelim.