Tıbbi malzeme ve ilaç üzerine iş yapan küçük bir şirkette çalışıyorum. Patronumuz tam bir küçük-burjuva olduğundan, yasal haklarımızı bile kırparak veriyor ve kendi işine geldiği gibi kullandırıyor. En önemli sorunumuz yıllık izinlerimizi istediğimiz gibi kullanamamamız. Yıllık iznimizi patronumuz bir seferde kullanıp bitirmemizi istiyor ve bunu da yasalara dayandırıyor. Hâlbuki yasalarda iki veya en fazla üçe bölünebilir deniyor. İznimizin bir kısmını yıl içerisinde mazeret izni olarak kullanmak zorunda kaldığımızdan, hepsini bir seferde kullandığımızda, mazeretimiz olduğunda da işe gelemediğimiz süre ücretimizden kesiliyor. Hem iznimizi istediğimiz gibi kullanamıyoruz, hem de gerekli olduğu durumlarda dahi patrondan ayrıca izin alamıyoruz.
Oysaki doğal olarak birçok zorunlu ihtiyacımız var ve işe gelemeyeceğimiz günler olabiliyor. Çünkü bütün hayatımız işyerinde geçmiyor ve işten ibaret değil. Ancak patronlar böyleymiş gibi davranıyorlar. Örneğin, geçenlerde hastaneye gitmek zorunda kaldım. Hastanede o kadar çok sıra vardı ki işimi o gün halledemedim ve ertesi gün tekrar gitmek zorunda kaldım. Patronun zoruyla yıllık iznimin tamamını kullandığımdan ve ikinci gün muhasebe vizite kâğıdı vermediğinden ücretimden kesinti yapıldı.
Patronlar her şeyi kendi çıkarlarına göre yorumlayıp kullanıyorlar. Bazen yasalardan dem vuruyorlar, bazen de yasaları hiçe sayıyorlar. Yasalarda bize tanınan haklar ise son derece sınırlı. Sınırlı olan bu hakları kullanabilmek için dahi, küçük işyeri, büyük işyeri ayırt etmeksizin sınıf kardeşlerimizle birlikte mücadele etmeliyiz. Ancak bu mücadele ruhunu yarattığımızda varolan kazanımlarımızı kullanabilir ve yeni kazanımlar sağlayabiliriz.