Uzun yıllardır fabrika işçiliği yapmaktayım. Çalışma saatlerinden artan zamanlarımda ise elimden geldiği kadar derneğimiz UİD-DER’in çeşitli faaliyetlerine katılıyorum. Hem daha önceki çalıştığım işyerlerinde, hem şu an çalıştığım işyerinde, hem de derneğimizin aylık bülteni olan İşçi Dayanışması’nı fabrika önlerinde işçilere dağıtırken, işçilerde birtakım güvensizliklerle karşılaşıyoruz. İşçiler sadece yanlarındaki arkadaşlarına değil ne yazık ki kendilerine de güvenmiyorlar. Ben anlamam, ben yapamam, buradan bir şey olmaz, daha önce de yaptık ama olmadı vb. Tabii bizler inatla anlatmaya devam ediyoruz. İşte burada öyle kritik dönemler var ki, “ben anlamam, yok ben ilgilenmem” diyen işçiler iş başa düştüğü zaman bir anda antenleri sana doğru çevirmeye başlıyor. Haliyle burada inatla gerçeğimizi ve doğrularımızı anlatmak ve doğruları yaşam parçamız haline getirmek biz işçilerin artısı olacaktır.
Bazı gözlemlerim oldu. Mesela bir işçi arkadaş işten atılacağı haberini fısıltı gazetesi aracılığıyla öğrenince bir anda ne tür haklarının olduğunu, neler yapılabileceğini araştırmaya koyuldu. Yine bir başka işçi arkadaş, derneğimizin başlatmış olduğu “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” isimli kampanyanın çalışması esnasında, haksızlığa uğradığını ve bazı haklarının olduğunu öğrenince verdiği tepki “bunun peşini bırakmayacağım” olmuştu.
İş kazası geçiren bir arkadaşın sitemi ise çok anlamlıydı, “neden kimse bir şey yapmıyor?” Oysa bugüne kadar bu arkadaş da bir şey yapmamıştı.
Yani özetle söylemek istediğim şey iş başa düşünce bir şeyler yapılması gerektiğini kavrıyoruz ve zorunlu olduğu fikrine ulaşıyoruz.
Çok ihtiyacımız olduğu bir anda yanımızda güvenebileceğimiz bir tek arkadaşımızın bile olmadığının farkına varıyoruz, işte bunun farkına iş başa düşünce varıyoruz. Oysa biz işçiler birbirimize o kadar çok ihtiyacımız olduğu halde, arkadaşlık ilişkilerimizde çok hoyrat davranıyor ve yanımızdaki bütün bir gün beraber çalıştığımız iş arkadaşlarımızın değerini iş başa düşmeden kavrayamıyoruz.
Kimse bir şey yapmıyor kısmına dair ise bir iki şey söylemek istiyorum. UİD-DER yapıyor!
Kıdem tazminatının gaspına karşı, nükleer santrallere karşı, asgari ücret utanmazlığına karşı, artan iş kazalarına ve işçi ölümlerine karşı çok şey yapıyor. İşten atılan her sektörden işçinin yardımına koşuyor, işçilerin sesi oluyor, birbirine güvenen ve büyüyerek devam eden mücadeleci bir işçi ailesi oluyor. İşçi sınıfının, bu çürümüş sömürü düzenine karşı kurtuluşunu örgütlüyor. Derneğimizde, her dürüst, duyarlı işçi için mutlaka bir yer vardır. Her işçinin birbirine olduğu kadar mücadeleye de ihtiyacı vardır. Bunu iş başa düşünce kavrasa bile…