
Kumbaralarla ilgili çocukluk anılarını bilirsiniz. Bozuk paralar yavaş yavaş birikir, ardından orada birikenle bir ihtiyaç veya bir istek yerine getirilir. Bizim kumbara hikâyesi biraz farklı olacak. Çünkü çocuklukta geçen bir anı değil.
Bildiğiniz gibi UİD-DER kapıları ardına kadar bütün işçilere açık olan bir işçi örgütü. Bence işçi dayanışmasının en güzel örneğidir UİD-DER. İşçi arkadaşlarımızdan biri o gün elinde birçok kumbara ile derneğe geldi. İşyerinde boşta kaldığı vakitlerde kendisi elleri ile yapmış. İlginç bir boyayla kapladığı için hepsi birbirinden güzel, rengârenk, renk cümbüşü gibiydiler. Orada olanlara birer tane verdi. Bu küçük hediyenin ardından ertesi gün derneğimizde bir etkinlik gerçekleştirmiştik. Etkinlik sonrasında, emekli olmasına rağmen çalışmak zorunda olan bir abimizle, hayata, dayanışmaya, işçiliğe ve mücadeleye dair sıcak bir sohbetimiz olmuştu. Gençlere, çocuklarına ilişkin pek çok şey paylaştı bizimle. Benim de bir anda aklıma geldi ve yanımda olan kumbarayı bu işçi abimize çocuğuna vermesi için hediye ettim.
Aradan aylar geçti ve neredeyse ben o kumbaranın varlığını unutmuştum ki, işçi abimiz elinde doldurduğu kumbarası ile çıkageldi. Emekli abimiz “bu kumbaradaki parayı sizin kullanmanızı istiyorum” dedi. Öyle ki elime aldığımda kumbarayı tutmakta zorlandım, ağzına kadar doldurmuş. Düşündüm ve kendi kendime şöyle dedim: İşçi sınıfına doğru işlerin yapıldığı bir örgüt verdiğimizde pek çok sorunu için seferber olabilir. Aldığı kumbarayı doldurup kendisi için kullanmak yerine derneğimize katkıda bulunmak, bu dayanışmayı sabırla ören bizler için yeni bir örnek daha oldu. Demek ki herkesin örgütlü mücadelemizi geliştirmek için yapabileceği bir şey var. Yeter ki azimle, sabırla çalışalım ve sınıfımıza güvenelim.