
UİD-DER’in “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım” kampanyası çerçevesinde Esenyurt Marmara Park alışveriş merkezinin önünde stant kurduk. Standımıza ilgi oldukça yoğundu. Geçen sene Marmara AVM inşaatında 11 işçi yanarak can verdi. Patron işçiler öldükten sonra işçilerin sigortalarını yaptı. Ölen işçiler bizlerin ağabeyleri, kardeşleri, babalarıydı. Her ay ortalama yüz işçi ölüyor, yüzlercesi yaralanıyor. Standımızın önünden geçen işçilere “patronlar iş güvenliği önlemleri almıyorlar, zaman kaybı diyorlar, masraf diyorlar, ama biz vicdanımızı dinleyelim, buradan böyle sessizce geçip gitmeyelim, UİD-DER’in başlatmış olduğu imza kampanyasına destek olalım” diyerek sesimizi duyurduk.
İmza atanların birçoğu AVM’de ölen işçileri duymuşlardı, duymayanlara da biz söyledik. İki küçük kardeşimiz yanımıza gelerek “benim annem burada yanarak ölen işçilere çok üzüldü, biz de imza atmak istiyoruz” dediler. Bir işçi de “ben de buranın inşaatında çalıştım, o yangını iyi biliyorum, işçiler diri diri yandılar” dedi, üzgün bir şekilde imza attı ve gitti. Birçok insan bizlere teşekkür etti. Orta yaşlarda bir amcamız standa gelerek “verin ben de imza atayım, ben de iş kazası mağduruyum” dedi. Elini gösterdi, parmakları yoktu. Yaşadığı iş kazasını anlattı: “Ben bu kazayı geçirdiğimde daha 18 yaşındaydım. Küçüktüm, aklım ermiyordu, bir yol gösterenim yoktu. Patron beni oyaladı, kandırdı. Masraflarımı karşılamadı, davacı da olamadım. O günden bu yana hep yarı insan muamelesi gördüm. İş arıyorum, görüşmeye gittiğimde ‘engelin var mı’ dediklerinde elimi gösteriyorum ve işe almıyorlar. İnsanlar ürkmesin diye otobüse bindiğimde elimi hep cebime koyuyorum ya da diğer elimle saklıyorum. Aman işçiler dikkat etsin” dedi. Teşekkür ederek gitti.
Biz UİD-DER’li işçiler inatla, kararlılıkla sesimizi her yerde işçi kardeşlerimize duyurmaya devam edeceğiz, kar-kış demeden işçi ölümlerinin kader olmadığını anlatacağız insanlara.